Yazi basligima konu olan “ Açlik Oyunlari” Amerikali yazar Suzanna Collins ‘in hayatta kalma mücadelesini dramatik ve acimasiz bir sekilde isledigi kitabin adidir.
Kitaptaki detay ve duygu yogunlugu aktarilamasa da sinema filmi de bu acimasiz açlik kavgasini sonuna kadar sürdürebilmis. Film, kendi kurallari ve kendine özgü kapali bir sistemi olan distopik bir ülke, sinifsal farkliliklar, toplumsal çatismalar ve gittikçe siliklesen sosyal devlet yapisi, modern bir fasizme evrimlesen ülkede “ açlik oyunlari” ile korku dolu bir toplumun çaresiz itaatkârligini ölümün gölgesinde muhafaza ediyor.
Yönetime bas kaldiran mintikayi açlik oyunlariyla terbiye ediyor. Aç kalmamaniz, karsiniza çikan rakibinizi ancak öldürmekten geçiyor. .
Aslinda kitap, yeryüzü tarihi boyunca insanlarin rizik endisesi veya daha iyi yasama ugruna yapilan katliam, zulüm ve bu ugurda yapilan oyunlarla birebir ayni. Degisen hiçbir sey yok.
Avrupa ve ABD ‘de gelisen sanayi, 19.yy’da yanina kapitalizmi de alarak sanayilesmeyi bir sömürü araci olarak kullanmis, ucuz is gücü ve dogal kaynak taleplerine bir sinirlama getirmeksizin ulusal ve uluslararasi sömürünün önünü açmistir.
Bugün isanlari makus talihine terk etme oyunu, basini alip giden teknoloji ve dijital dünyayla devreye sokulmus durumda. Sanayi sonrasi isçilik ve köleligine ihtiyaç duyulan insana, yapay zeka donanimli dünyada, ihtiyaç fazlasi muamelesi yapilacaktir. .
Korkarim ki, köleligin ötesinde açlik oyunlariyla karsi karsiya kalacak bu da toplumsal çöküsleri beraberinde getirecektir. .
Insanlarin sistematik bir sekilde etkisizlestirildigi saf disi birakildigi bir dönemin arefesindeyiz. Yeni dünya düzeni bugün felaket olarak telakki ettigimiz seyi gelecek nesiller için “ en iyisi” oldugu düsünce ve icraatini yerlestirme oyununda…
Ilk dönem iktisatçilari Turgot, Smith, Ricardo ve Mathus’un iktisat teorisi “ekonomik açidan güçsüz ve zayif olanin ortadan kalkmasi, yalnizca güçlünün yasamini devam ettirmesi” anlayisini Darwin’in “ dogal seçilim” teorisine dayandirmistir.
Sözde teori “nüfusun geometrik bir sekilde çogalirken yiyecek arzinin aritmetik bir sekilde artacagini, bunun da kitlesel açliga yol açacagini” öngörmüslerdir.
Yeryüzünün yamyamlari halâ olusturduklari bu suni kaygi ve korku üzerinden kölelik statüsünden çikardiklari insanlari açliga mahkum etme derdindeler.
“De ki: Sizi göklerden ve yerden riziklandiran kim? .
“De ki: Allah. Gerçekten ya biz ya da siz herhalde bir hidayet üzerindeyiz ve apaçik bir sapiklikta” ( Sebe-24)
Hidayet üzere olanlar rizkin Allah’tan geldigini bilmeli, olusturulan yapay açlik, hastalik ve ölüm kaygilarinin arkasindaki oyunu fark etmeli.
Olusturulan siniflararasi ötekilestirme ve farkliliklar, sömürü ve bu anlamda kurulan tezgahlar bir ve beraberlik ve haklar gözetilerek bozulabilir.
Tipki filmin sonunda tek kazanan olmasi kuralina ragmen iki gencin birlikteliginin galip gelmesi gibi. .
Çözüm örüntüsü, rizkin hakimini tanimak, beraberlik ve kendi düzenlerini kurmaktan geçer. .
“Yeryüzünde hiçbir canli yoktur ki rizki Allah’a ait olmasin. Ve onlarin kalici yerlerini de emanet bulundugu yerlerini de bilir. Hepsi apaçik kitaptadir.( Hud-6).
Toplumlar yeni düzen kurmacalarinin kendi yasam, deger ve düzenine müdahale ettirmemeli. Kendi yasam dinamiklerini muhafaza edip yenileyebilmeli. Açlik oyunlari arenasina çekilmemeli. .
Rizkin, nimetin ve ikramin Rabbin arzinda ve hakimiyetinde oldugunu bilmek ve yola vahiy uyanikligiyla yürümek umuduyla…