Nazile SANAL

Tarih: 20.06.2022 21:04

DOGRU OTURUP, DOGRU KONUSMAK.

Facebook Twitter Linked-in

Efendimizin (s.a.v) Hud suresi benim saçlarimi agartti buyurdugu:

“Emrolundugun gibi dosdogru ol” (Hud 112. Ayet)
Onlar ki namazlarini  dürüst kilarlar ayeti gibi.

Hem ibadetlerimiz de, hemde sosyal hayatimizda, dosdogru ve dürüst olmamiz konusunda bu denli hassasiyetle duran Rabbimize karsi, hem de kendimize karsi nedir bunca vefasizlik, bunca acziyet anlamakta hakikaten zorlaniyor insan.

Bir bakima da "Acaba yasam kitabimizdan uzak kalisin tezahürü mü?," diyecegim de Ne hikmetse, nedense en çokta okudugunu inandigini iddia  edenlerden çekiyor bu millet.

Kurumlarin, kuruluslarin basina geçerek  kendilerini desifre ediyorlar hâl ve davranislariyla.

Neden mi böyle söylüyoruz? Anlatayim, istisnalar olacak elbette, ancak biz sahidligimiz olanla yola çikalim.

Hani su birkaç gündür  Imam Hatip üzerinden ahkam kesip pirim yapma çabasina girenler var ya, iste onlara.

Imam Hatip çikisli bir ilahiyatçi olarak yasadigim anektodu paylasayim.
Imam Hatibi de, ilahiyati da disardan bitirdim:

Ancak Imam Hatipte hafta sonu okula gidip ders isliyorsunuz. Bizde de öyleydi.
Normalde Imam Hatipte aldigimiz egitimin kat ve kat üzerinde birikime sahip olsaniz da o derslere gitmelisiniz, diploma almak açisindan.

Oysa biz her zaman ifade etmekte sakinca görmedigimiz Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Hocamizdan dört fakülte diplomasini ilimde, ahlakta siyasette, akademide çoktan almistik, tedrisatindan geçerek kendi deyimiyle.

Ancak dedigim gibi oturduk bizde o siralara.
Üzülerek müsahede ettim ki;
bir gazete basliginda da okudugum üzere,

”Hoca ögretemiyor, talebe ögrenemiyor “ böyle bir tablo ile karsi karsiyasiniz.
Birkaç yazi öncesinde, okul öncesi hocamizdan aldigim egitim ve hocamizdan bahsetmistim. Seviye olarak kat kat katmerliydi desem abartmis olmadigimi rahatlikla söyleyebilirim.

Hocalarda ögrenci arkadaslar da hep farkli oldugumuzu ifade ederlerdi, hocamizda sürekli her konuda ögrencilere bizi örnek gösterirdi.

Disiplin diye birsey yoktu, hanim kizlarimiz masanin üzerine oturup, ayna ellerinde en rahat halde, hoca da görmezden gelmekte israrli olunca hocayi uyarmak zorunda kaldim. 

Ve hocanin bana cevabi 
“Siz ilgilenin hoca hanim” 
tekrar "biz fahri olarak zaten çobanligimizi yapiyoruz çesitli mecralarda isimiz bu ama, buranin çobanligini yapmak için birde maas aliyorsunuz" dedigimde müdahele ederse isinden olabilecegini söyledi. Zaten de emekli bir hoca idi kendisi.

Velhasili onur belgesiyle mezun olduk Imam Hatip  liseden, ilahiyati da benzer formatla bitirdik.

Dememiz o ki; alan razi satan razi yarin bunlarda görev basina geldiklerinde ayni yolu izleyecekler ve izliyorlarda zaten.

Biliyorum çünkü yine fahri olarak açmak istedigim bir Kur ‘an kursu için müftü beye izin için müracat ettigimde kendisi mesguldü.
Orada oturan bir bayan vardi kiziymis müftü beyin.

Gayri ihtiyari konusurken müftü bey dinlemis olmali  ki, görüsme esnasinda niye sinavlara girip görev almadigimdan yakindi. 
Dedim ki:
"Girdim. Yeterli puanda aldim ama mülakata girmedim gençler atanmayi çok istiyorlar. Bir kisiye vesile olayim istedim" deyince müftü bey sitem edercesine 

"Bizleri kimlere mecbur biraktiginizin farkindamisiniz? Sizler donanimli iken" 

deyince hakikaten çok mahcup oldum, eksiklendim.

Aradan çok uzun olmasa da bir süre sonra HalkEgitimin
açtigi, ögretmenlige, hocaliga müracaat ettim.

Prosedür neyi  gerektiriyorsa tüm belgelerim hazir. Siralamalar Milli Egitimin sayfalarina düstü. Okullarin kiminde besinci, kimin de altinci, neticede ilk ondayim. Liste çiktilari elimde.
Bekliyorum ki "su okulda veya Kur’an kursunda göreve baslayacaksiniz" desinler. Sansimizi artiralim diye de birkaç ilçede girdik .

Bu arada sik sik yetkililere  soruyorum. Siramizin gelmis olmasi konusunda sözbirligi etmiscesine hepside, ayni agiz ile “MÜDÜRLER “in çagiracaklarini söylüyorlar.

Bekliyor...
Bekliyor...
Bekliyoruz lâkin nereye kadar? 

Koca Izmir...
Bes on hocaya ihtiyaci yok mu "Allah askina" diye az daha karekterine biraz daha güvendigim bir müdür beyin okuluna gidip "Hocam bu nasil istir" deyince, Müdür bey ve yardimcisi neredeyse aglayacaklardi.

Bekledigim haber ise hepsin den daha kötüsü bana göre ise bir faciadi. 

"HOCAM SIZE HAKSIZLIK YAPILDI."

Kur’an ve din kültürü hocaliginda torpil mi olur? demekten kendilerini alamadilar ve itiraf ettiler. 

"Vali, kaymakam  falan filan baski yapti ve size haksizlik yapildi" dediler. Vicdanlarini rahatlatmak adina olsa gerek birkaç okul tahsis ettiler. 

Ancak, Zarifoglunun dedigi gibi ”etimle kemigimle nefret ettim” ve görev almadim artik kimin umrunda olacaksa.

Dolayisiyla bahsettigim olay su son on, onbes yil ve bunlarin çogu ImamHatip kökenlidir.

Basta da söyledigimiz gibi istisnalar elbette var. Ve vicdan azabi duyup bize tekrardan okul bulan Imam Hatip filan da degil hani.

Sunu açik yüreklilikle ifade etmek istiyorum, öyle bizim sandigimiz gibi yok Imam Hatip üzerinde oyunlar oynaniyor, hepsi  hikaye.

Zaten oyunu kuran oynuyor oyununu. O yüzden sunu ifade etmek istiyorum. 

Imam Hatip  fincanci katirini ürkütecek nesiller yetismiyor artik.
Kastim egitimdaslarima degil burada.
Hani o basörtüsü magdurlari vardi kenetlenip birbirine özgürlük yürüyüsü yaptigimiz, saçinin teline ülkenin tüm kurumlarini degismeyen, makami, mevkiyi elinin tersiyle iten, degerler egitimi almis kardeslerimiz yok denecek kadar az artik.

O Yirmisekiz  Subat postmodern darbeyi yapanlar, bugün nurtopu gibi  içi bos bir nesli insa ettiler.

Geceleri artik rahat uyku uyuyabiliyorler.
Kurumlar ve/veya kuruluslar tamda kendilerinin istedigi, idaalsiz, hedefsiz sadece isi asi olsun isteyen bir nesli basariyla yetistirdiler. Hem de suya sabuna dokunmadan, güya müslümanlarin elleriyle.

Yine deginecegim Cennet mekan Erbakan hocamizin tarihi tesbitine. Onlar kiiim, ben mi size hizmet edecegim, diye diye kendilerine hizmet ettirirler”
Aynisi da oluyor mazallah.

Din, dil, irk gözetmeden alti kitada, alti asir at kosturmus adaletle hükmetmis bir Osmanli örnegimiz varken, sekizyüz yil Endülüs Emevi devleti tüm irklarla, kültürlerle birarada yasamis hem kendi kültürümüzü  yaymis hemde yabancilarin kültüründen istifade etmis ne zaman ki taht kavgalari sen ben çatismalariyla çöküs baslamis  Efendimizin engin adil devlet anlayisi zaten vahiy kaynakli.

Hâlâ neyin pesinden kosup kimin ekmegine yag sürülüyor sen ben kavgalariyla, peki bize ne oldu bizlik duyularimizi nasil da dejenere ettik yada ettirdik?

Baska ülkemiz yok, baska bizde yok, bu vatan, bu topraklar bizim dedelerimizden miras. 

Birbirimizle didiselim diye düsmanla savasmadilar. Onbeslik delikanlilar ömrünün baharinda bu topraklar için topraga düstüler.

Gelin elele sanli ecdada lâyik vatanini, topragini, degerlerini koruyan, sahip olan bir topluluk olalim. 

Suni gündemlerle sen sucu bucusun tarihimize, örfümüze, âdet ve ahlakimiza yakismayan eylem ve söylemlerle düsmanin 
ekmegine yap sürmeyelim.

Simsiki egolara tarafgirlige degil Allah’in kopmaz ipine sarilalim ilahi mesaj  geregi!

Vesselam


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —