DR. VEHBI KARA

Tarih: 12.06.2022 13:22

Ankara’da deniz var mi?

Facebook Twitter Linked-in

Elbette Ankara’da deniz yoktur. Lakin koskoca Deniz Kuvvetleri Karargâhi burada bulunur. Inanilmasi güç ve çok saçma bu durum yillardan beri devam etmektedir. Bir tane akli basinda insan çikip da “bu yol çikmaz sokaktir” diyemedigi için bu akil almaz ve absürt durum hâlâ devam etmektedir.

Silahli kuvvetlerimiz 27 Mayis 1960 darbesinden sonra iyice zivanadan çikmis darbeci askerler hiçbir disiplin ve askerlik ilkelerine uymayarak her 10 yilda bir darbe yapmaya baslamislardir. Rüstü Erdelhun Pasanin dedigi gibi “askerlerin siyasete girme” tesebbüsü ülkemizin büyük ekonomik ve sosyal sikintilara girmesine yol açmistir.

Iste dünyanin hiçbir ülkesinde göremeyecegimiz bir durum yani Deniz Kuvvetleri Komutanligi, denize hiçbir kiyisi olmayan Ankara’ya nakledilmistir. Deniz kokusu ve tuzlu suyu görmeyen binlerce denizci asker, Türkiye’nin deniz filosunu yönetmeye kalkmis ve halen de hiç istifini bozmadan bu gülünç durumu devam ettirmektedir. 

Bu durum denizci amirallerin “üç tarafi denizlerle kusatilmis” cümlesinden de anlasilmaktadir.  Hâlbuki dogru cümle ”üç taraftan denizlere açilan bir ülke” olmalidir. Çünkü denizler; dünya ile iletisim kurmanin, ticareti gelistirmenin ve ekonomik gelismenin olmazsa olmazidir. Denize kiyisi olmayan bir ülke kapana kisilmis bir fareden farkli degildir.

Yillarca Silahli kuvvetlerimize kumanda eden Fevzi Çakmak gibi ufku olmayan bagnaz askerlerin deniz kuvvetlerimizi zayiflattigindan çogu insan habersizdir. Bu zat, ülkemizin çok önemli menfaatlerinin oldugu denizlerimizi ve denizciligi islevsiz hale getirmistir. 

Nitekim bazi deniz kuvvetleri komutanlarinin kara kuvvetlerinden gelecek kadar ayipli islerin yapildigini da yasamisizdir. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesinin CHP yöneticilerinin silahli kuvvetleri kontrol altinda tutma ve fasist ideoloji ugruna kendi keyiflerine göre yönetmek oldugunda süphe yoktur.

Fakat artik 2022 senesindeyiz. Bir CHP il baskaninin hem belediye baskani hem de vali oldugu günler çok geride kalmistir. Dünyada mesleki uzmanlasma ve kariyer gelistirme konularinda çok önemli mesafeler kaydedildi. Maalesef bunu deniz kuvvetlerinde görev yapan amirallere anlatmak çok zordur.

Bizim amirallerimizin uzmanlik alani kadinlarin basörtüsüdür. Stilist ve modelistlere parmak isirtacak derecede kadin giyimine çok önem verirler. Türban veya basörtüsü takilip takilmamasi konusunda ahkâm kesmekten hiç çekinmezler. 

Ayni zamanda üzerine vazife olmayan islerde de utanip sikilmazlar. Günlerini kokteyl, davet ve sabahlara kadar uzayan içki masalarinda geçirirler. Içki içmeyen subaylara karsi da alayci ve küstahtirlar. Bu husus tecrübeyle sabittir.

Gelin görün ki elin oglu öyle degildir. Iste Yunanistan örnegi karsimizda duruyor. Genelkurmay baskanlarini denizciler arasindan seçip bütün orduyu amirallerin yönetimine vermislerdir. Çünkü bir ülke savunmasinda denizciligin ne derece önemli oldugunu gayet iyi bilirler.

Türkiye’de denizler daima bas agrisi bir sorun olarak görülmüstür. Bazi askerlere göre deniz; sadece raki içip demlenmek için iyi gelir. Bu yüzden olsa gerek Almanya’dan savasa girmemek için satin aldigimiz fakat bizi Birinci Dünya Savasina sokan Yavuz isimli savas gemisini ayakta tutmayi dahi becerememisizdir. Yavuz’u havuzlamak için ihaleler açilmis fakat yolsuzluk iddialari yüzünden devlet kasasindan milyonlar harcamisizdir. Sonunda hurdaya ayirip jilet yaparak bu yükten kurtulmayi becerebilmis bir toplumuz. 

Bu arada Yunanistan bos durmamis Lozan’da karasulari 3 mil olarak ilan edilmisken bunu 6 mile çikararak Adalar Denizinde büyük bir avantaj elde etmistir. Yine Lozan’da ve katilmadigimiz Paris Anlasmasinda “askerden arindirilmis bölge” olarak ilan edilen Adalara askeri tesis ve yiginak yapan Yunanlilari seyretmis bir Deniz Kuvvetleri komutanlarimiz vardir. 

Yetmedi hava sahasini ve arama kurtarma bölgelerinin Yunanlilarin kontrolüne verilirken sesini çikarmamis amirallerimizi de görmüsüzdür.

Dönemin bu denizci amirallerini çok kinamamak gerekir (!) Zira her 10 yilda bir askeri darbe yapmak ve halkin seçtigi siyasetçileri Yassiada’da kontrol altinda tutmak ve idam edilirken gereken tedbirleri almak gibi çok önemli vazifeleri vardi. Zaman bulup böylesi konulara vakit ayiramamislar besbelli…    

Her ne ise… 
Artik önümüze bakmamiz gerekiyor. Insansiz hava, deniz ve kara araçlarinin her türlü savas sartlarinda çok önemli görevler üstlenebildigi bir dönemden geçiyoruz. Deniz Kuvvetleri karargâhinin acilen Ankara’dan tasinip Adalar Denizinde uygun bir yere nakledilmesi gerekiyor. 

Bunun yaninda Kuzey ve Güney saha komutanliklarinin yeniden düzenlenip; Karadeniz, Adalar Denizi ve Akdeniz saha komutanliklari seklinde yapilandirilmalari gerekmektedir. 

Çünkü her üç denizin kendine özgü sartlari ve savunma ihtiyaçlari farklilik arz etmektedir. Özellikle Yunanistan gibi ABD’nin Akdeniz’deki üssü haline gelmis bir devlete karsi hak ve menfaatlerimizi korumak maksadi ile organizasyon semalarini degistirmek lüzumu vardir.

Kisaca askerlerin Ankara’nin siyaset kapismalarindan uzaklasarak kendi asli vazifelerine dönmeleri gerekiyor, vesselam…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —