M. Emin TOMBAK

Tarih: 25.05.2022 01:42

Recm’in Kur’an’daki Delilleri

Facebook Twitter Linked-in

Birtakim çevrelerce vahset, barbarlik, vandallik, geri kalmislik, yobazlik, çag disilik gibi deyimlerle tanimlanan recm bu tanimlamalarin yaninda bir kisim çevrelerce de inkâr edilerek yok sayilmaktadir. 

Kur’an Müslümani oldugunu iddia eden, Kur’an Islamini savundugunu iddia eden, ehlisünnet velcemaati uydurulmus dine inanmakla itham eden modern kuraniyyun akimi kendi uydurulmus dinlerini indirilmis gerçek din olan ehlisünnet akidesinin yerine ikame etmeye çalisarak aslinda dinimübin Islam’in temellerine dinamit koymaktadirlar. Bu kimselerin inkâr ettigi temel konularin basinda “recm” gelmektedir.

Recm, disaridan baktigimizda gerçekten de korkunç bir vahset olarak görünebilir, çünkü bir kimseyi yari bedenine kadar topraga gömerek taslayip öldüren koca bir grup insanlara korkunç bir vahset islemis gibi gözükecektir. 

Recm’i detaylariyla psikolojik etkisi de dahil olmak üzere analiz edersek aslinda recmin çok mükemmel bir sekilde tasarlanmis bir ceza oldugunu görürüz. 

Bu yazida recm’in Kur’an–i azimüssan’daki delillerini, hikmetini ve hakikatini isleyecegiz. Bu yazida bize vahset olarak gösterilen recmin aslinda ne kadar önemli ve hikmet barindiran bir ceza sistemi oldugunu görecegiz. 

Öncelikle Kur’an’a bakacak olursak recmin varligi ile ilgili dogrudan bir kayit göremeyiz ama Nur Suresi'ndeki 2. ila 10. ayetler dahil olmak üzere bu ayetlerin arasindaki tüm ayetlerle beraber Nisa Suresi'ndeki 24. ve 25. ayet birlikte anlasilirsa recmin varligina Kur’an’da gizli bir isaretin yer aldigini görebiliriz. 

Bu ayetlerin meallerini sirayla tahkik edelim:
-Nisa Suresi 24. ayette evli olan kadinlarla (savas esiri cariyeler olarak alinan evli kadinlar hariç) evlilik haram kiliniyor ve bunlarin disindaki bâkire hür kadinlarla (ve savas esiri olarak evli olsun ya da olmasin alinan cariyelerle) evlilige izin veriliyor. Ayrica ayette bâkire hür kadinlarla evlilik durumunda mehirlerinin verilmesi gerektiginden bahsediyor.

-Nisa Suresi 25. ayetin basindaki   ?????????????? kelimesini açarsak  ????? ?????????????? ifadesini elde ederiz çünkü  ?????????????? kelimesinin gizli zamiri ????? zamiridir. Bu ayette ?????zamirinin vurgusu da bir önceki ayette bahse konu bâkire hür kadinlara isarettir. Bu isarete binaen ilgili kelimede kelimeleri belirtili hâle getiren ??? takisi kullanilmistir. 

Bu bilgi kenarda dursun. Bu ayette de bâkire hür kadinlarla evlilige madden gücün yetmedigi hallerde cariyelerle evliligin konu edildigini görüyoruz. Iffetli cariyeler tanimlanirken  ??????????? kelimesini görmekteyiz.   

Bu kelimede belirtili hale getiren ??? takisinin kullanilmadigina dikkat ediniz. Bu ayette belirtili hale getiren ilgili ön ek bâkire hür kadinlar için kullanilmaktadir.   

Yine bu ayette cariyeler evlendikten sonra zina ederlerse bu cariyelere verilecek cezada cariyelerle kiyaslama yapilirken yine ayetin basinda geçen  ?????????????? kelimesi  kullanilmistir. Bu kelimeyi açarsak  ????? ?????????????? ifadesini elde ederiz çünkü  ?????????????? kelimesinin gizli zamiri ????? zamiridir.    

Yine buradaki ?????zamirinin vurgusu da bir önceki ayette bahse konu bâkire hür kadinlara isarettir. Yani bir cariye evlendigi zaman o evli cariyenin zinasinin cezasi bâkire hür kadinin zinasinin cezasinin yarisidir. 

Baska bir deyisle bu ayet geregince evlenmis bir cariye zina ederse bâkire hür kadinin zinasinin cezasi olan 100 celdenin yarisi olan 50 celde ile cezalandirilir. (100 celde miktari nur suresi 2. ayetin analizinde islenecektir.)   

Bu ayeti çarpitarak, bu kavrami bâkire ve evli olan tüm kadinlara genellemek suretiyle “recmin yarisi olur mu?” diyerek insanlari aldatan çagdas kuraniyyun ekolü bu gerçekleri gizlemektedir.   

Halbuki bu ayette zikrettigim bu kavram evli hür kadinlari kapsamaz çünkü bir önceki ayet olan nisa 24. ayette evli hür kadinlar zaten en basta kapsam disi birakilmis ve evlenilecek olan bâkire kadinlardan bahsedilmeye baslanmistir. Bu kavrami evli hür kadinlara genellemek ayetlerin baglantisini ve örüntüsünü kopartmaktir.   

Nisa 24. ayette evlenilebilecek bâkire kadinlardan bahsedecek sekilde ve bir sonraki ayette de evli ve bâkire olan tüm kadinlari kapsayacak sekilde bir anlam vermek bu ayetleri birbirinden kopartip bu ayetlerdeki anlam ilgisini paramparça etmektir. 

Bu durumda ayetlerin birbiriyle baglantisini kesmis oluruz. Buradan hareketle modern kuraniyyun ekolünün “recmin yarisi kurami” asilsizdir ve çökmektedir.  

Nisa suresinin 24. ve 25. ayetlerinin analizinden sonra Nur Suresinin 2. ayetinden baslayarak 10. ayetine kadar hizli bir inceleme yapacagiz. Bu ayetleri incelerken tipki Nisa Suresi 24. ayetten Nisa Suresi 25. ayete geçerken karsilastigimiz anlam ilgilerine dikkat ediniz çünkü buradaki anlam ilgileri konuyu anlamamiz açisindan çok önem arz etmektedir. 

Bu ayetleri 3 grupta inceleyecegiz. 

Birinci grup Nur suresi 2 ve 3. ayetler, ikinci grup Nur suresi 4. ve 5. ayetler, üçüncü grup da 6., 7., 8., 9. ve 10. ayetlerdir. Nur suresi 2. ayette zina eden erkek ve zina eden kadinlarin 100 celde ile cezalandirilmasi hükmü islenmektedir. 

Burada kullanilan kelimeler ????????????? ve ????????? kelimeleridir. Bu kelimeler içlerinde sirasiyla 3. disil ve 3. eril tekil sahis zamirlerini barindirmaktadir. Bu kelimelerin aynisini nur suresinin 3. ayetinde de görmekteyiz. Nur süresinin 3. ayetinde bu kelimeler zikredilerek zina eden erkegin sadece zina eden ve/veya müsrik kadinla, zina eden kadinin da sadece zina eden ve/veya müsrik erkekle evlenmesi gerektigi belirtilir. 

Burasi bizlerin yillardir es geçtigimiz bir alandir. Yukaridaki paragrafta ve bu paragrafin basinda israrla vurguladigim anlam örgüsünü bu ayetlerde de görmekteyiz. Nur suresinin 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9., ve 10. ayetler dikkatle incelenirse bu anlam örgüsü açik ve net bir sekilde anlasilacaktir. 

Nur suresinin 3. ayetinde evlilikleri gündeme gelen zina eden erkek ve kadinlar bekâr olmak durumundadir. Evli olan insanlar tekrar evlenemeyecegine göre bahse konu olan zina eden erkek ve kadinlar bekar yani hiç evlenmemis halde olmak zorundadir. 

Baska bir deyisle birinci grupta (Nur suresi 2. ve 3. ayetlerde) zina eden kadin ve erkeklere verilecek cezalardan ve zina edenlerin evlenmek istemeleri halinde evlilikleri ile ilgili durumlardan söz edilmektedir ki evlilikleri konu edilen bu kimseler bâkir ve bâkiredir. 

Nur suresinde ayetleri okumaya devam edersek 4. ayette namuslu kadinlara zina iftirasi ile ilgili hüküm geçmektedir. Nur suresi 5. ayette de tevbenin önemi zikredilmis ve bu konu kapatilmistir. Baska bir deyisle 2. grupta (Nur suresi 4. ve 5. ayetler) masum bir kadina zina iftirasi atildiginda izlenmesi gereken yollar islenmistir. 

3. grup ayetleri yani Nur suresi 6. ayetten itibaren nur suresi 10. ayete kadar incelersek bu bölümde ise evli bir bireyin zina etmesi durumunda bu evli ve zina süphelisi bireyin esinin, zina süphelisi bireyi zina ile suçlamasi durumunda takip edilmesi gereken lanetlesme süreci ele alinmistir ve her iki taraf da lanetlesirse zina süphelisi bireyden haddin düsecegi ifade edilmistir. 

Bu uygulama islam aile hukukunda “lian” terimi ile ifade edilir. Bu uygulamaya göre eslerden birisi digerini suçladiginda sahit getiremezse mahkemede suçladigi esiyle karsilikli lanetlesir. Suçlanan es lanetlesmeyi tam olarak icra edemezse üzerine atili suçu kabul etmis sayilir. 

Suçlanan es de tam olarak lanetlesmeyi yerine getirirse üzerine atili suçtan ötürü cezalandirilmaz ve bu çiftin evlilikleri hemen orada sona erer. Hesap gününde Allah zaten kim suçlu ise onu cezalandiracaktir. 

En son Nur suresi 10. ayet de Allah’in rahmetini, lütfunu ve tevbeleri kabul edisini vurgulamaktadir. Buraya kadar 3 adet bölüm inceledik. 3. bölümde lian adi verilen karsilikli lanetlesme bahsini gördük. Karsilikli lanetlesmeden sonra suçlanan esten cezanin kalkacagini ve evliligin hemen orada bitecegini gördük. 

Peki, suçlanan es üzerine atili suçu kabul ederse durum nedir? Suçlanan esin hatasini kabul etmesi hâlinde ceza almasi elbette ki kaçinilmazdir ama bu cezanin ne olduguna burada deginilmemistir. 

Baska bir deyisle suçlu esin alacagi ceza burada ve kur’an’in hiçbir yerinde geçmemektedir. Burada suçlu esin alacagi cezayi ilk grupta inceledigimiz nur suresi 2. ayette bahse konu zina edenlere verilen 100 celde olarak düsünürsek büyük bir yanlisa düsmüs oluruz çünkü Nur Suresi 2. ayette isledigimiz zina edenler bekârdir ve Nur Suresi 3. ayette bunlarin evlilikleri konu edilecektir. 

Suçlu esin Nur Suresi 2. ayette isledigimiz zina eden bekârlar ile bir tutulmasi bu ayetlerde yer alan anlam örgüsüne ters düsmektedir. Biz zaten bu ayetleri 3 gruba bölerek isledik. Bu 3 grubun anlam örgüsünü dikkatle incelersek gerçekleri görebiliriz. 

Kur’an’da evli bir kimsenin yaptigi zina sonucunda alacagi ceza geçmemektedir. Kur’an’da recm için açik bir delil bulunmamasina karsin gizli bir isaretin varligindan söz edebiliriz. 

Bu gizli isaretlerden birisi bâkire cariyenin zina etmesi halinde zina eden bâkire cariye için herhangi bir cezadan bahsetmedigi halde evlenmis bir cariyenin zinasi için evlilik akdi geregi 50 celde ceza getirilmis olmasidir. 

Cariyeler arasinda bile zinanin cezasi için bekar-evli ayrimi yapilmisken hürler arasinda böyle bir ayrimin yapilmamasi adaletsiz bir durum olacaktir. Bekar cariyelerin zina etmesi halinde bu cariyelere tipki bekar hürlere verilen ceza gibi 100 celde ceza verilecek olursa bu sefer evli cariyeler Nisa Suresi 25. ayet geregi 50 celde ile cezalandirilacagi için evli cariyeler bekar cariyelerden daha avantajli bir konumda olacaktir. 

Bu durum zinaya yaklasmayin seklindeki kati bir hükme aykiridir. Bu uygulama evli bir cariyeyi zinaya daha da tesvik edecektir. Nikah akdi cariyeyi hürlestirir gibi anlayislar da yanlistir çünkü Kur’an’da bizzat evli cariyelere mahsus 50 celde ceza uygun görülmüstür. 

Bekar cariyelere zinalarinin sonucunda herhangi bir ceza verilmemistir. Bekar cariyeler sahiplerinin sorumluluguna birakilmistir ama evli cariyeler her ne kadar sahiplerinin sorumlulugunda olsalar da ekstra 50 celde ile cezalandirilmaktadirlar. 

Aslinda tek basina bu bilgi bile zinanin cezasi için bekar-evli ayrimini gözler önüne sermektedir. Evliligi cinsel dürtüleri tatmin etmenin mesru bir yolu olarak belirleyip insanlari evlilige tesvik eden Kur’an’in zina günahi için cariyelerde bile bekar-evli ayrimini gözettigi gibi hürlerde de bekar-evli ayrimini gözetmesi gerekir. 

Yazida isledigim ayet gruplarinda zaten hürlerde de bekar-evli ayriminin yapildigini hatta ve hatta zina eden kimselerin evliliklerinin ayriminin bile yapildigini görmekteyiz. Baska bir deyisle Kur’an hürlerde zina edenlerin evliliklerini bile ayirmisken bekar ve evlilerin yaptigi zinalardan dolayi bekar ve evlilere ayni cezayi vermemektedir. Zinakârlarin evliliklerini bile ayiran Allah (s.v.t) zina cezasinda bekar-evli ayrimini mutlaka gözetmistir. 

Zinada bekar-evli ayrimi nesil emniyeti ve neslin korunmasi ile iliskilidir. Kur’an, nesli bozanlari zaten tehdit etmektedir. Allah nesli bozmak adina yapilan tüm eylemleri bozgunculuk olarak görmektedir. 

Kur’an-i azimüssan’da nesilleri bozmaya çalisanlar helak ve elim bir azapla tehdit edilmektedir. Bu durum evli bir kimsenin zina etmesi hâlinde çok ciddi bir ceza alacagina delildir. Kur’an’i anlamaya gayret eden birisi hadislere ve kur’an’in indigi döneme bakmaksizin nesil emniyetinin önemini, zinada bekar-evli ayrimini ve evli bir kimsenin zinasinin sonucunda bekar bir kimseye kiyasla çok daha agir bir cezayi hak ettigini rahatlikla görebilir. 

Recm hükmü sabit olan ama metin olarak kur’an’da geçmeyen, kur’an’da yazilmasi murad edilmeyen, lafzen kaldiran bir ayettir. Kur’an’da nesih ve mensuh kavrami hepimizin mâlumudur. 

Recm lafsen nesh edilmis yani kaldirilmis olsa da hükmen geçerli olan bir ayettir ki bunu Hz Ömer bin Hattab (R.A.) ifade etmistir. Hz Ömer (R.A.), recm ve süt anneligi ile ilgili hükümleri içeren ayetleri kur’an mushafina hasiye yani dipnot seklinde yazmak istemis ama bu ayetler lafzen nesh edildigi için bunlari kur’an mushafina dipnot seklinde bile olsa yazmaktan çekinmistir. 

Bu durum sahabelerin Kur’an mushafinin korunmasi konusunda ne kadar hassas olduklarini göstermektedir. Bugün bizler kur’an mushaflarimizin üzerine türlü türlü notlar yazmaktan çekinmezken sahabeler lafzen kalksa da hükmü geçerli olan bir ayeti bile dipnot seklinde bile olsa kur’an mushafina yazmaktan çekinmislerdir. 

Hz Ömer (R.A.), bu hükmü dipnot seklinde Kur’an mushafina yazsaydi  Kur’an’a ilave yapildigi ile ilgili çesitli tezler ileri sürülebilir ve Kur’an’in korunmuslugu insanlarin zihninde tartismalara daha fazla müsait olabilirdi. 

Kur’an’in sihhatinin birtakim çevreler tarafindan tartisildigi günümüzde Kur’an’a saldiran kimselere güçlü bir koz verilmis olabilirdi ki Hz Ömer (R.A.) feraseti ile bunlari ön görebilmis ve bunlarin önüne geçebilmistir. 

Nesih ve mensuh ile ilgili Kur’an’da birçok delil vardir. Nesih-mensuh bu yazinin konusu degildir. Bu yazida recm ile ilgili sünnetteki delilleri islemedim çünkü zaten bu deliller her yerde bolca mevcuttur. 

Sonuç olarak recm Kur’an’da açik açik geçmemektedir. Recm Kur’an’da gizli bir sekilde isaret edilmistir. Nisa Suresinin 24-25. ayetlerinde bekar hür kadinlarla cariyeler kiyaslanmis ve bekar-evli ayrimi cariyelerin zinasinin cezasinda gözetilmistir. 

Cariyeler elbette ki sahiplerinin sorumlulugundadir. Cariyeler bazen sahiplerinin kötü emelleri dogrultusunda sahipleri tarafindan zorla zina günahina düsmekteydi. 

Cariye sahiplerinin bazilari cariyelerini hayat kadini (günümüz tabiriyle escort kadin, seks isçisi) olarak kullanmakta ve paralarini da haksiz yere gasp etmekteydi ki bu yüzden Allah (c.c.) bâkire cariyelere zinalari sunucu herhangi bir ceza vermedi ama evli bir cariye her ne kadar efendisi zorlasa da evlilik akdi geregi hiçbir sekilde zina etmemelidir ki Allah (c.c.) aslinda evli cariyelerden çok bu cariyelerin sahiplerini cezalandirmak amaciyla bu cariyelere 50 celde had cezasinin uygulanmasini Kur’an-i azimüssan’da emretti. 

Buradan hareketle evlilik baginin ve dolayisiyla nesil emniyetinin ne denli önem arz ettigini görmekteyiz. Evlilik bagini bu kadar önemli kilan konu nesil emniyetidir. Kur’an’da evlilik ve neslin korunmasi siddetle tavsiye edilmistir. 

Allah (s.v.t) en dogrusunu, en iyisini bilir ama isin içinde nesil emniyeti olmasa belki de evlilik bagi bu denli önem arz etmeyecekti Allahu alem. Isbu nedenle Allah’in (c.c) bekar-evli ayrimini cariyeler için gözettigi gibi hürlerde de gözetmesi gerekir. Allah (s.v.t) zaten bekâr-evli ayrimini hürlerde de gözetmis ve evli olup da zina edene recm cezasini uygun görmüstür. 

Ancak, Allah (s.v.t) rahmeti geregi recm cezasini Kur’an- azimüssan’da açik açik zikretmemis, lafzen recm cezasini nesh etmistir. Zaten Allah (c.c) nur suresinin ilgili bölümlerini en son rahmetini, merhametini ve tevbeleri kabul buyurdugunu vurgulayarak sonlandirmistir. 

Buradan anlamaliyiz ki recm istenilerek uygulanan bir ceza degil, bir mecburiyettir. Bu yazida recm ile ilgili gizli isaretleri sunmaya gayret ettim. InsaAllah meramimi anlatabilmisimdir. Bir sonraki yazimda recmin hikmetini, hakikatini, psikolojisini ve sosyolojisini islemeye gayret edecegim. 
Vesselam.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —