Insan varolus gerçegini ve bu kabildeki yükünü omuzlarinda tasimis her daim. Ve insanlik her dönem kirilgan olmus, hakkettigi saglam zemini bulamamis.
Toplumun iktisadi ve sosyal yapisi ve bunun yikici yanlari, insanin sosyal ve bireysel psisenin üst yapisal katmanlarini olusturmus.
Manevi kriter ve degerlerin maddesel düzlemde eridigi noktada doga, sosyal çevre ve bireyin kendisi dahi kendine ve hem cinsine amansiz hasim kesilmis.
Ve örüntü; ahlak, dini ögreti, toplum gelenegi ve duygusal edinimlerinden siyrilip ilkel dogalligina dönen bir hal almis.
Insan varolus gerçegi ve didinisiyle, acimasiz ve çaresiz hissederken kendini, çözümü yine bu çaresizlik içinde, isine geleni görmesiyle digerine göz yummasiyla buluyor. “bir körü baska bir kör güderse, ikisi de bir çukura düser!” incilin pasajinda yer alan bir cümle.
Gerçege ve hakka gözü kapali bir direnç, körler toplulugunu olustururken aslinda topluluk kendi içinde didismeye ve felakete kosmaya devam ediyor. Insanlar beyaz körlük içinde… Etraf aydinlik lakin kör edecek kadar yansima var…
Dün de var olan toplumsal savas, açlik, hastaliklar, dogal felaketler, yerel ve küresel boyutta anarsi, terör boyutlari ve olusturulan iktisadi sikintilar kitlelerin naif/ince yapisini iyiden iyiye zayiflatmis durumda.
Kusatan beyaz körlük, kör etmekle kalmayip kiskivrak, büklüm süklüm bir objeye dönüstürmüs çagin insanini.
Var olma ve yasama iç güdüsü kör olma sikkini dürtü ve çare gibi görmüs, bu da katmer katmer topluma yayilan körlüge ve esasinda toplu kuyulara gönderilen trajik bir toplum olusturmus…
Liberal sistemin sözde sundugu liberal demokrasi insani saglik sisteminden, yasama tutunacagi her forumda olusturdugu güvensizlik hissi ve iç güdüsüyle bireyde; pragmatizm düsünce ve anlayisini da beraberinde empoze etmis.
Olusturulan suni kaygi ve korkular ve pragmatist düsünce yapisi yine ona bireysel ve toplumsal kör olma rolünü vermis, çözüm olarak kazimis zihinlere.
Topluma hükmeden beyaz bulasicilik aslinda bu sekilde transit geçis yapip toplumu ablukaya almis.
Bürokrasinin hantal isleyisi ve insani hezimete ugratan tarafi, kanunsuzluklar, statükonun korunmasi adina yapilanlar, göz yumulanlar, basin türlerinin ha bire kriz tellalligi, olusturulan kaossal algi, toplumu bulasici körlüge itmis durumda.
Esasinda körlügü topluma bulastiran anlayis, insani artik fazlalik görüp “yilan ölürse zehiri de ölür” sloganiyla yeni düzenin mantalitesini ortaya koymus.
Körlük bir gün toplumda esitlenirse ki ramak kalmis, bu insanin ve insanligin hezimeti için son kerte olacak. Körlükte ve körlügün olusan zeminlerinde umutlar yesermez, yeseremez…
Kör olmak istersen zaten görmezsin, göremezsin… Körlük, gönüllü köleligi, kaosu, savasi, açligi ve felaketi besler bagrinda.
Kör elindeki silahi ayagina sikar.
Ve kör toplumlar; izzetsiz, onursuz, itibarsiz yasami hakkeder fazlasiyla…
Görmek/gözlemlemek/anlamak ve harekete geçmek umuduyla.
Selamlar…