Prof.Dr.Semsettin DURSUN

Tarih: 17.04.2022 14:51

Ben idraki ve iç yönetim…

Facebook Twitter Linked-in

Ben idraki hem kendini hem de ötekini tanimanin platformudur. “Kisi kendini bilmek gibi irfan olmaz” sözü, ariflerin sözüdür ve ben idrakinin temelini olusturur. Mevlana’nin Pergel Metaforunda izah edildigi gibi, bir ayagimiz hakikat üzerinde, diger ayagimiz bütün bir evreni dolasarak, güzellikleri ve iyilikleri sentezleyerek hem kendimizi hem de bütün bir varlik dünyasini tanimanin, idrak etmenin keyfini ve erdemini yasariz.

Ben idraki, varligimizin, misyonumuzun, vizyonumuzun ve sorumlulugumuzun farkinda olmaktir. “Kendini bilen, Rabbini bilir” özdeyisi, ben idrakinin esasini teskil eder.  Kendini bilmek demek, varliginin farkinda ve sorumlulugunun bilincinde olmak demektir. Mikro evren suurunda olan bir insanin, Rabbini bilmesinden, tanimasindan daha dogal ne olabilir!

Ben idraki

Ben idrakini kisiye kazandiran, fonksiyonel (islevsel) akildir. Fonksiyonel akil, insana “esref” mertebesini kazandiran Yaratici’nin en büyük armaganidir. Fonksiyonel akil, eserden yola çikarak Müessiri, fiilden yola çikarak Faili, sanattan yola çikarak Sanatkâri ve yaratilanlardan yola çikarak Yaratani bulmayi, tanimayi saglar.

Bir düsünür söyle der: “Akil, bag demektir; dünyayi ahirete, burayi öteye, içkini askina, düsünceyi duyguya, zihni kalbe, maddeyi manaya, bedeni ruha baglar. Iki sey aktif ve aktüel olmayinca yok sayilir: Akil ve vicdan… Akilsiz ve vicdansizlar, akil ve vicdan yoksunu olduklari için degil, akil ve vicdani atil biraktiklari için akilsiz ve vicdansizdirlar.”

Akil ve vicdan, en önemli iki manevi dinamiktir. Olaylari ve olgulari degerlendirirken, analiz ederken, akilla tartar, vicdanla muhasebesini yapariz. Ünlü bir is adami der ki: ”Her insanin bir Iç Yönetim Kurulu olmali. Birini ise alirken üç seye bakariz: Dürüstlük, zekâ ve enerji. Bunlarin en önemlisi dürüstlüktür. Çünkü eger o yoksa diger iki özellik sizin sonunuzu getirir. Babam bana, içsel puan cetvelimin, dissal puan cetvelimden daha önemli oldugunu ögretti.”

Akil, vicdan ve irade, Iç Yönetim Kurulunun en önemli ve dogal üyeleridir. Her türlü vesayetten arinmis hür birakil, ari bir vicdan ve saglam bir irade; olaylari, olgulari, esyayi ve nesneyi; muhakeme, mukayese ve murakabe etmede, ölçme ve degerlendirmede oldukça isabet kaydeder. “Içsel Puan Cetvelini” olusturan, ölçen ve degerlendiren; akil, vicdan ve iradedir. Bu degerlendirme biçimi, bireyin iç dinamikleri üzerine kurulu oldugu en objektif ve insani degerlendirmedir.

Iç yönetim

“Iç Yönetim Kurulu” olaylari ve olgulari degerlendirirken parçaci yaklasmaz, bütüncül yaklasir. Çünkü bilir ki, parçaci yaklasim, hayati ve hakikati parçalayici yaklasimdir. Hayati ve hakikati anlamanin, algilamanin ve kavramanin yolu, olaylara ve olgulara bir degiskenli fonksiyonlarla degil, çok degiskenli fonksiyonlarla yaklasmadir. Bu yaklasim biçiminde bütünü görme ve analiz etme perspektifi vardir. Bir degiskenli yaklasim biçiminde, bütünü görmek, görebilmek mümkün degildir. Hayatin insasinda ve hakikati anlamada ve kavramada fonksiyonel aklin, aktüel vicdanin ve saglam iradenin rehberliginde, bütünsel bir yaklasima hayati derecede ihtiyaç vardir.

Hayata, olaylara ve olgulara evrensel bakis açisiyla bakmali ve bakis açimiz 360 derece olmalidir. Zira evren küresel, küre ise daireseldir ve daire 360 derecedir. Bizler bu evreni mekân tutmus ve evreni köyümüz kabul etmis sakinleriz. Bir degiskenli fonksiyonlarla degil çok degiskenli fonksiyonlarla ve 360 derecelik bir bakis açisiyla olaylari degerlendirdigimizde, isabet kaydedecegimiz bir gerçekliktir. Çünkü bizler, bu evrenin çocuklariyiz. Evrenin evrensel degerleriyle bulusmamiz, bizlere zenginlik katar.

Analitik düsünce yetisi kullanilarak, birikim gerektiren soyut konularla ilgili derinlemesine analizler yapilarak, insanin özünde var olan degerlerin ortaya çikmasini saglayarak; Olaylarin ve esyanin arka plani üzerinde durarak ve özünü kavrayarak, degerlendirmelerde bulunmak akilli insan olmanin geregidir.

Empatik ve estetik

Kendimizi muhatabimizin yerine koyarak, onun duygu ve düsüncelerini, tutum ve davranislarini anlamaya çalismaktir, empatik yaklasim… Bu yaklasim sorunlarimizin çogunun çözümüne katki yapar.

Sanat, kültür ve tabiat üzerine yapilan yapici düsünce çalismalari ile zarafet ve güzelligin ortaya çikmasini saglayan önemli bir yaklasim tarzidir, estetik yaklasim… Hayatimizi anlamlandirdigi gibi iç dünyamizi da güzellestirir. Ruh dünyamiza katma deger katar.

Yaklasimimiz hakikat merkezli bilgiye dayali olmalidir. Hakikat merkezli olmayan bir bilgi, zihin tasidir. Zihin tasi, böbrek tasi gibidir. Atilmasi gerekir. Atilmazsa, zihinsel obeziteye yol açar. Bilgi vardir, sahibine yüktür; sahibi, o yük altinda ezilir. Bilgi vardir, kanat gibidir; sahibini uçurur. Eger bilgiyi hayattan koparirsaniz, yük olur. Eger bilgiyi hayata baglarsaniz, kanat olur. Bilgi iki kanatli olmali. Bir kanatla dünyaya, diger kanatla da ebedi hayata baglanmali.

Tasavvur dünyamizi, hakikat merkezli bilgiyle donattigimiz zaman, muhakeme gücümüz artar. Zira muhakeme, zihnin ve aklin tartilmasi demektir. Muhakeme gücümüz arttigi oranda, zihinsel ve mantiksal yetenegimiz artar. Bu hayatimiza katma deger katar. Bizi kâmil insan yapar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —