Saldirmayacagim dedigi halde bütün dünyaya yalan söyleyerek Ukrayna’yi isgal etmeye çalisan Putin’i zor günler bekliyor. Agir ekonomik kisitlamalar devam ederken cepheden gelen haberler de Rus ordusunun feci bir bozgunla bas basa kaldigini gösteriyor.
Ukrayna halki bu acimasiz isgal karsisinda iyice birbirine kenetlenmis görünüyor. Sarkilar türküler esliginde kum torbalari dizen milis güçler; Rusya’nin bu savasi kazanmasinin imkânsiz oldugunu ispatliyor. Zaten Batili ülkeler el altindan gönderdigi savasçi askerler ve son derece modern güdümlü mermiler ile Ukrayna halkini desteklemektedir.
Rus ordusunda artan kayiplar askerlerin moralini bozarken; Ukrayna tarafinda vatanlarini savunmak için savasan orduya ise büyük bir moral ve güç veriyor. Rus ordusunda ise tanklarin yakitsiz, askerler aç ve bitkin bir durumda kaldigi haberleri basina yansimaktadir.
Su anda Rus ordusunun yapabildigi tek is uzun menzilli füzelerle sivillerin yasadigi kentleri vurup ülkeyi enkaz yiginina çevirmekten ibaret görünüyor. Ukrayna sehirlerine binden fazla füze atilmis durumda. Lakin bu füzelerin de bir sayisi var. Kisa zamanda yerlerine yenilerinin konulmasi ise Rusya’ya uygulanan kisitlamalar nedeniyle bir hayli güçtür.
Iki hadi bilemediniz üç günde çökecegi iddia edilen Ukrayna’da beklenmedik bir sekilde milliyetçi duygular güçlenmistir. Bu durum savasin çok fazla uzamayacaginin bir göstergesidir. Zira Putin sik sik nükleer silahlarin kullanilmasindan söz ederek dünyaya korku salmaya çalisiyor. Böyle bir durum ise çok az ihtimal dâhilindedir. Zira Nükleer bir savas sonucunda dünyanin tamamen yok olmasi söz konusu olacaktir. Bu blöfe Ruslar dahi inanmamaktadir.
Yillarca Rus ve Ukraynali denizcilerle birlikte çalistim. Yetmedi Karadeniz’in neredeyse bütün limanlarina defalarca ticari seferler yaptim. Hatta savas gemisi ile Sovyetler Birligi zamaninda Sivastopol sehrine liman ziyaretinde bulundum. Rus askerleri ile birlikte “meçhul asker” aniti önünde tören geçisi yaptim.
Kisaca Rus ve Ukrayna halkini biraz tanidigimi düsünüyorum. Birçok insan için sürpriz olan konular benim çok da yadirgadigim meseleler degildir. Iste geçmis tecrübelerime dayanarak Rusya’nin gelecegi ile ilgili bazi öngörülerde bulunmak istiyorum.
Eger Ukrayna’yi soracak olursaniz nesini anlatayim ki! Rusya ve NATO ülkelerinin arasinda kalarak perisan olmus bir ülke haline gelmistir. Son bir ayda yasanan maddi ve manevi yikimi onarmak için yillar geçecektir. Ukrayna halki hem Rusya’ya hem de Batili ülkelere karsi nefret duygulari tasimaya baslamis olup bunun geçmesi için uzun bir süreye ihtiyaç vardir. Bunu ölmez kalirsak bir sekilde görecegiz.
Fakat Rusya’nin durumu; haksiz savas, artan ekonomik ambargolar ve halkin hosnutsuzlugu nedeniyle biraz farklidir. Rus halki adeta patlamaya hazir bir bomba haline gelmistir ve patlamanin siddeti her geçen gün daha da güçlü olacak sekilde artmaktadir.
Savasin getirdigi ekonomik ve sosyal yikimdan sonra gelinen bu noktadan geriye dönüs imkâni da kalmamistir. Mümkün degil ama fikir jimnastigi için farz edelim ki; Rusya savastan galip çiksin hatta Ukrayna’nin tamamini isgal etmis olsun.
Peki, bu durumda mevcut yönetim ve özellikle de Putin’in iktidarda kalmasi mümkün müdür? Asla!
Eger Rusya Meclisi Ukrayna’ya savas konusunda karar alip Putin’e yetki verseydi durum yine degismezdi. Belki sadece Rusya’daki mevcut iktidar biraz daha fazla ayakta kalirdi.
Lakin savas öncesinde hem Rus halki hem de bütün dünya aldatilmistir. Baskin seklinde bir savasi düsünen Putin, zokayi yutmus farkinda olmadan Bati ülkelerinin tuzagina düsmüstür.
Su anda Rus halki; Bolsevik devrimi ve Sovyetler Birliginin parçalanmasi esnasinda yasadigi yikimdan daha fazla bir bedel ödemeye baslamistir.
Elbette bunun bir faturasi olacaktir ve ilk önce bunu ödeyecek kisi de Putin’dir. Eger kellesini kurtarabilirse kendi adina büyük bir basaridir.
Rusya’nin durumuna benzeyen bir ülke olarak Varsova Paktinin dagilmasi ile zor bir dönem yasayan Romanya örnegini gösterebiliriz.
Çavusesku Yönetimi, Aralik 1989'da ekonomik yikim sonucunda baslayan yaygin halk gösterilerinin ardindan askerî müdahale ile devrilmisti.
Daha sonra kendisi ve esi, ayaklanan halk ve askeri bir mahkemenin televizyonda iki saat boyunca yayinlanan yargilamasi sonucunda kursuna dizilerek öldürülmüstü. Putin’in durumu da buna benzemektedir.
Putin’in Wagner ve Rus ordusu ile ayakta tutmaya çalistigi kisiler de çok zor durumdadir. Belarus Devlet Baskani Lukasenko, Suriye’nin zalim diktatörü Besar Esat ve Libya’li isyancilarin lideri General Hafter’i de ayni akibet beklemektedir.
Insanlik düsmani bu zalim liderlerin baskici rejimlerini sürdürebilmesi sadece zaman meselesidir. Kisa bir zaman sonrasinda kendilerini feci bir son beklemektedir, vesselam…