"Agizlariyla Allah'in nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hos görmese de Allah nurunu tamamlayacaktir."
(saf:8)
Böyle bir 15 mart günüydü. Tam üç sene önce Cumanin uhrevi hâleti üzerlerine sinmis cami dolusu gönlü güzel insan Rablerinin huzuruna çikmak için hazirlaniyordu Yeni Zelanda'nin Christchurch kentinde!
Kimisi abdest alirken kimisi zikretmekle mesguldü. Birazdan vakit girecek namazlarini kilacaklar ve hayatlarina ibadetlerini yapmis huzurlu insanlar olarak islerine geri döneceklerdi.
Neonazi, beyaz irkçi,Türk ve Müslüman düsmani Brenton Tarrant 10 dk. arayla iki camide yaptigi saldiriyla 51 kisinin canina kiymis, 49 kisiyi de agir yaralanmisti.
Hatta gözü dönmüs cani, saldiriyi videoya alip sosyal medyadan canli paylasiyordu ki bir ses duyuldu. HELLO BROTHER!! diyordu o ses.
Geleni "RABBIN kulu" bilip" hos geldin" diyen bir hos sedaydi âdeta! O sesi, videoyu seyrederken ilk duydugumda içim ürpermisti, o kadar içtendi ki her zamanki naifligi ile cami girisinde ''Hello Brother!'' diyerek, sehitlige kavusan ilk kurban Davud Nabi'ydi.
Nabi sürekli iftiralarla karalanmaya çalisilan Islam’in SILM yani BARIS DINI oldugu hakikatini tüm dünyaya canli yayinda son sözleri ile isbatlamisti adeta.
Saldiridan önce, YouTube sayfasindan 74 sayfalik bir manifesto yayinlamis, Türklere ve Müslümanlara olan düsmanligini kusmustu.
Milletimize, karsi tehdit içeren, Ayasofya'nin minarelerinin yikilacagi ve cami olmaktan çikarilacagi seklinde hayal mahsulü ifadelerle doluydu sözleri.
Kinini diri tutmak için silahlarinin üzerine Viyana Kusatmasi gibi birçok tarih ve Müslüman kiyan birçok katilin isimlerini yazacak kadar bilenmis, akli tutulmus bir zihindi.
Çok acidir ki; böyle canice bir olaydan sonra bile Avrupa ve ABD basini terör eylemi, terörist gibi ifadelerden kaçinmis silahli saldiri diyerek geçistirmislerdir…
Agizlariyla Allah'in nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hos görmese de Allah nurunu tamamlayacaktir.
(SAF 8)
Dogu, ah orta dogu ! Günesin yakin oldugu, yüreklerin yanginindan belli. Her yan ates deryasi, her yan zulüm; kan, ölüm!
Babasiz yavrular,nçaresiz kadinlar, aç, susuz, umutsuz yarinlar...
"Deniz kenarinda batsin bu dünya" dedirten manzara ile irkilisimi hâlâ unutamam, Aylan bebegi ve onun gibi yüzlercesini...
Zulümden kaçan zavalli masum insanlara yasama hakki vermeyen bati, ege denizinde masumlarin botlarini patlatirken, ne kadar da medeniydi(!) degil mi?
Filistinim…
Ölümü öldürenlerin diyari...
‘Adi müslüman’ olanlarin yükünü çeken koca yürekli insanlar...
50 yildir dimdik ayaktalar, sehitlige asik korkusuz insanlar, ümmetin onlardan alacagi çok dersler var.
Isterler ki Allah’in nurunu agizlariyla söndürüversinler; ama inkârcilar hoslanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlayacak!(SAF Suresi 8)
Neymis efendim sari saçli mavi gözlü insanlar mülteci olmuslar, nasil olabilirmis böyle bir sey...
Ta Ukrayna Savasinda bu gerçek tokat gibi yüzümüze ininceye dek sinsiliginizi görmezden geldik, artik yeter!
Derdiniz renkli göz, beyaz ten olsaydi batida Bosnak kardeslerimize sahip çikar Avrupa’nin ortasinda masum insanlarin hayatlarinin yakilip yikilmasina göz yummazdiniz.
Müslümanlara siki sikiya kapanan kapilar Hristiyan kardeslerinize ardina kadar açilmadi mi?
Aslinda dert bu da degilmis dert dindasiniz olmamakmis.
Ve hatta en acisi isinize nasil geliyorsa öyle oynamanizmis, insan haklarini sadece kendi dindaslariniz söz konusu oldugunda ön plana almanizmis.
Örnek sahsiyet, büyük lider Aliya Izzetbegoviç'in bati hakkindaki yorumu, hümanist maskesini düsürmesi bakimindan, ne kadar da isabetlidir...
"Bunu hiç unutma evlat. Bati hiçbir zaman medenî olmamistir ve bugünkü refahi, devam edegelen sömürgeciligi; döktügü kan, akittigi gözyasi ve çektirdigi acilar üzerine kuruludur."
"Agizlariyla Allah'in nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hos görmese de Allah nurunu tamamlayacaktir."
(SAF 8)
"Süphesiz Allah katinda din Islamdir." (Ali imran 19)
Eyvallah