Hüseyin Öztürk’ün lütfedip yazdigi yazi da altta…
Dostlarin kurdugu her müessese mustu gibi gelir bana. Bir gönül aydinligi yayar içimde. Her yeni yayinevi, dergi, gazete, vakif, dernek, ocak, bir bahar müjdesidir yüregimde. Için için sevinirim. Muhit Kitap da benzer bir hosluk yaydi dört bir yanda. Ismi güzeldi, yayimlayacagi kitaplar da özge olmaliydi. Hele Ibrahim Tenekeci gibi iyi ve dost bir edibin basinda olmasi beni bahtiyar etti. Çikan kitaplari gördükçe hissimde aldanmadigimi gördüm. Sükürler olsun.
Tek ve Tenha Âkif Emre, Dursun Çiçek’in eseri. Basin, fikir ve inanç dünyamizin mümtaz bir ismini anlatiyor yazarimiz. Islami hassasiyetini, kutlu tavrini, soylu durusunu, yerli bakisini, millî inceliklerini… Kayseri ve Istanbul merkezli bulusmalarin, yazarimizi nasil özel bir yerde tuttugunu görüyoruz. Necip Fazil’la baslayan ve Ali Biraderoglu ile süren ruh irtibatinin samimi meyvelerini müsahede ediyoruz. Hayatini, düsüncelerini ve tavirlarini Islam eksenli çizgide olusturan Emre’nin portresine hayranlikla bakiyoruz. Çiçek, yazarimizi söyle anlatiyor: “O Islâmcilik derken hangi sartlarda olursa olsun Müslümanca yasama biçimini ve yasanan dinî bir ahlâki kastederdi. Çünkü ona göre Müslümanca yasamadan Müslümanca düsünemez ve Islâm’in hayat nizâmini ve dünya tasavvurunu gösteremezdi. Âkif Emre bu anlamda bir durus ve tavirdi. Inandigina inanan, inanmadigina inanmayan bir insandi. Inandiklarini bir ahlâk üzere hayatinda göstermeden o hususla ilgili asla yazmaz veya konusmazdi.”
Kapagi süsleyen Âkif Emre fotografi, Dursun Çiçek’e ait. Vakit aksama duranda bir agaç altinda çekilmis siluet. “Tek ve tenha” tabiri fotograf karesine, münevverimize ve eserin bütününe ne güzel uymus! Emre’nin vefatindan sonra dostlari onu anlatan yazilar yazdi. Çiçek’in deyisiyle “O hayati ve düsünceleriyle yekpare bir insandi.” Adasi Mehmed Âkif gibi ‘bütün hüneri samimiyeti’ olan bir düsünce adamindan bahsediyoruz. Kitapta yasanmis dostluklar ve hatiralar var ama daha ziyade Âkif Emre’nin fikirleri ve eserleri üzerinde duruluyor, izahlar yapiliyor. Bir ahlak, fazilet ve erdem adamini anlatan kitap, bizi meraka sevk ediyor ve hâliyle eserlerine yönlendiriyor. Bu da süphesiz hayirli, manali ve dogru bir hizmettir.
Prof. Dr. Ömür Ceylan’in Önce Ask Vardi kitabi, ‘siirin aynasinda Osmanli kültürü’nü yansitiyor. Sahici edebiyat dünyasiyla köklü münasebetler kuran Ceylan, muhtesem edebiyatimizi üniversite duvarlarinin disina tasirabilen örnek akademisyenlerimizden, Divan siirini gençlerimize okutan ve sevdiren hocalarimizdandir. Metni dipnotlara/istilahlara bogmadan siirler, gazeller, beyitler, türküler ve ilahiler esliginde Divan bahçesinde okura mihmandarlik yapiyor. Osmanli devrinde vücuda getirilen edebiyatin sadece seçkin bir zümreye hitap etmedigini, herkesin nasibi ölçüsünde ruhuna ve kalbine de hitap ettigini, bundan dolayi asirlarca hâkimiyetini devam ettirdigini ispatliyor. Bu saltanatli siirde gül-bülbül münasebetinin disinda insana, aska ve hayata dair nice hülyalarin, hayallerin, hislerin ve hakikatlerin ilmek ilmek dokundugunu, nakis nakis islendigini gösteriyor. Kahveden rüyaya, tasavvuftan yaygin ve salgin hastaliklara kadar nice mevzu, bu kitapta kendine yer buluyor.
Genç yastaki ölümler acidir. Dervis Yûnus Emre bile ‘yigit iken ölenlere’ yanar durur. Hele içli bir sairin erken yolculugu kimi üzmez ki? Nazir Akalin’in ötelere erkenden, henüz 38 yasinda iken uçmasi sadece ailesini ve yakin dostlarini degil bizim gibi uzaktan taniyan ve sevenleri de hüzne bogmustu. Zalim 28 Subat Süreci’nin magdurlarindandi. Edebiyatimizda Hüzün kitabimda ona da bir nebze yer vermistim. Fakat ne çare… Iyi ki Ibrahim Tenekeci gibi kadirsinas ediplerimiz var. Yitiklerimizi unutmuyorlar. Eserlerini nesrederek onlari yeniden bize, herkese hatirlatiyorlar. Bu vefa borcu, kolayca ödenmez.
Semenderin Sözleri, merhum sairimizin siir kitabi. Kadim dostu Mehmet Ayci’nin “Bedeli Ödenmistir” yazisi, sarsici, hüzünlendirici ve düsündürücü. Kitapta severek okuyacaginiz çok siir var. Ben “Naat”ini seçtim: “ayinesidir göz ruhun/tahammülse gözyasinin/gül yüzlü mevlûdesi/yere baygin düsüyor zaman/bir feda-yi canla karsilasmaktan/ey sevgili/sonsuz övgü/âlemlerin fahrina/âline ashâbina/sahipkiranlarina/âh bir degerli tutku alev alev yükselir/o bilge bakislarin hüznüne düser/siirin güzelligi ölümün içtenligi/seni ve beni zamana isler/bekleyis mesnevisi/ikindi/bir özlem çekimi var gögsümde/gecenin dâr’a çeken sesinden/yükseliyor ya gölgen”
Nazir Akalin’a rahmet, Mehmet Ayci ve Ibrahim Tenekeci’nin ömrüne bereket! Muhit Kitap’in yolu uzun ve ferah, bahti daima açik olsun.
Milat Gazetesi, 16 Subat 2022.
AKIL FIKIR YAYINLARI’NDAN KITAPLAR - Hüseyin Öztürk
Bu haftaki eserler, Akil Fikir Yayinlari’ndan çikan Mehmet Nuri Yardim’a ait kitaplar.
Mehmet Nuri Yardim, gazetecilik ve yazarlik mesleginde, Yunus Emre’nin insana bakisini kendisine siar edinmis söz ve kelam erbabidir.
Ona göre gök kubbenin altinda söylenen her kelime, eger hakiki manasiyla anlasilabilseydi, insanlar birbirleriyle ve diger canlilarla baris içerisinde yasarlardi.
Böyle düsünen kaç kisi vardir denilirse, ilk isimlerden birisi Mehmet Nuri’dir. Dili de kalemi de çelebidir. Bu manada üç eserinden söz etmek isterim.
………………..
Daha önce baska yayinevlerinden de çikan “Unutulmayan Edebiyatçilar” kitabi, yeniden Akil Fikir Yayinlari tarafindan basilmis.
“Unutulmayan Edebiyatçilar” üzerine sözü kendisine birakalim:
“Unutmak insana mahsustur. Bazen kisileri olaylari unuturuz. Ama unutmamamiz gereken abide sahsiyetler vardir.
Ruhumuzu yoguran, nefsimizi terbiye eden, kalbimizi iyi eden kiymetli sanatkârlari-âlimleri-yazarlari-sairleri her zaman minnetle hatirlamaliyiz. Onlari tanimak, eserlerini okumak bizi erdemli kilacaktir.
Toplum olarak edebiyata daha çok deger vermeliyiz. Sadece yasayan sair ve yazarlari degil, eskimez edipleri de tanimali, okumaliyiz.
Edebiyat bahçesinde dolasip farkli bitkileri, rengârenk çiçekleri gördügümüzde ruh dünyamiz, akil fikir düsünce hazinemiz zenginlesecektir.
Iste “Unutulmayan Edebiyatçilar”, edebiyatimizin uçsuz bucaksiz semasinda bize bugün de göz kirpip mesaj veren bol isikli yildizlardir.
………………
Mehmet Nuri Yardim’in diger kitabi ise “Kelam Ve Kalem” ismini tasiyor.
Söz söylemek nasiptir. Duymak nasiptir. Anlamak nasiptir. Ayrica anlayarak ve severek tekrar okuyucuya hazirlamak ise ayri bir nasiptir.
Kelam Ve Kalem kitabi, bu manada pek çok edebiyatçimizi bir araya getirmis. Yine sözü kendisine birakalim:
“Onlar kutlu güzellik kervaninin atli koruyuculari, edebiyatimizin usta mimarlaridir. Alin teriyle göz nuruyla binbir emek ve olaganüstü gayretle hayaller kurdular düsündüler ve ortaya müstesna eserler çikardilar.
Çiktiklari yolculuklarda davet ettikleri sadik okuyucularina ve takipçilerine mihmandarlik ederken hep gökyüzündeki yildizlari, daima zirveleri isaret ettiler!
Siir, hikâye, roman dil, dergi, Divan edebiyati, deneme, elestiri, çocuk edebiyati, portre, klâsikler, çocuk edebiyati, sadelestirme, ansiklopedi, sözlük, tercüme, hatira, antoloji.
Sag-sol edebiyat, dis Türk edebiyatlari, kadin yazarlar, edebiyat tarihi, inceleme, tasavvuf, seyahat, günlük yazi, mizah, arastirma metotlari hakkinda görüs ve degerlendirmeler, Mehmet Nuri’nin kaleminden anlatilmis. Bir nevi yazarlar ansiklopedisi.
……………….
Mehmet Nuri Yardim’in Akil Fikir Yayinlarindan çikan sekiz kitabi bulunmakta, üç tanesine yer verebildik. Bu eserlerin sonuncusu “Tebessüm Hakkimiz” ismini tasiyor.
Tebessümün sadaka gibi büyük bir nimet olarak belirtilmis, bütün insanliga hatirlatilmis ve tavsiye edilerek, medeniyetimizin temel harci oldugu söylenmistir. Tebessüm, elbette insani insan eden önemli bir unsurdur. Mevzunun gerisi eserde!
Kitaplar hakkinda: Akil Fikir Yayinlari: 0212 514 77 77 akilfikir2015@gmail.com.
Yeni Akit Gazetesi, 14 Subat 2022.