Kalem, daha sonra bulunmus olsa da yazinin tarihi insanlik kadar eskidir.
Insanoglu yazarak; tarihe not düsmüs, belgelendirmis, kayit altina almis, bilgi vermis ve kendini ifade etmistir. Sözün uçtugu, yazinin kalici oldugu idrak edilerek çaglar ötesinden farkinda olmadan tarih ilmine katki sunulmustur.
Deyim olarak; kalem erbabi, kalem tutmak, kaleme sarilmak, kalem oynatmak, güçlü kalem, kalem efendisi ve kalemsor gibi sayisiz örnek verebiliriz.
Günümüzde bilisim çagiyla birlikte artik okullarda bile kalem kullanimi en alt seviyeye indigi için bir sektörde böylece yok olma tehlikesi ile karsi karsiyadir.
Zaman ve sartlara bagli olarak kalemin yerini klavye aldi dersek aslinda sürpriz yoktur.
Tabi ki kalemin sicakligini, içtenligini ve samimiyetini baska bir yerde bulmaniz mümkün degildir. Ona dokunmak, kokusunu hissetmek çogu zaman stres gereci olarak otomatik refleksle elimizde çevirmek hatta agzimiza almamiz bile farkli bir duygudur.
Bütün bu gerekçelerle birlikte bunun disinda sayisiz duygusal baglilikla kaleme sahip çikmak ve yasatmak gerekli olabilir. Fakat sunu da kabul etmemiz gerekiyor ki zaman çok acimasiz ve ona yenik düsmek an meselesidir.
Mesela cep telefonlari ilk çiktiginda birçok insan karsi çikarak uzun süre direndiler. Fakat günümüzde özellikle akilli telefonlarla o kadar çok is yapiliyor ki onsuz hayat adeta durmus gibidir.
Hayatimizi kolaylastiran ve yasam kalitemizi artiran bu konfora karsi çikmak pek rasyonel degildir. Bu artik bir tekâmüldür ve uyum saglamak gerekmektedir.
Kalem de ayni sekilde varligi önemlidir, fakat artik nostaljik bir gereç olarak gelecekte sadece koleksiyonlarda hatta müzelerde görmemiz garip karsilanmayacaktir.
Bütün bu argümanlara bagli olarak bir realite olarak kalemin yerini (kabul etsek te etmesek te) klavye almistir. El yazisi herkesin kendine özgü karakterini yansitiyor olsa da artik elektronik imzanin bile kabul edildigi bir dünyada kaleme hak ettigi saygiyi göstererek ait oldugu rafa kaldirmamizin zamani gelmistir.
Aslinda kutsal olan kalem degil, yazidir dolayisi ile sadece gereç olan kalem misyonunu tamamlayarak edebiyle kenara çekilmistir. Buna baska da anlam yüklemek zorlama bir yaklasim olur ki gerekte yoktur.
Sonuç olarak; hayatimiz gelisme ve sürekli ilerleme seklinde devam etmektedir. Klavye aslinda kalemi yok etmedi, sadece tekâmüle bagli olarak degisti ve dönüstü, meselenin özü bundan ibarettir.
Kendimizi ifade ederken ne ile degil, nasil ifade ettigimiz daha önemlidir. Artik kalemin degil, klavyenin efendisi olacaktir, üzgünüm.
Esenlik dileklerimle,