Severek, sevindirerek, güvenerek, güven verecek hal ve hareketler yaparak, aklini dogrularda kullanarak, gelisime devamli açik olarak yaratilan, ruh-beden ve candan olusan tek varlik insandir.
Insanliga geçis bedene yüklenen ruh iledir. Ruhu bilgisayara yüklenen yazilim programi ile anlayacak olursak, bilgisayara yüklenen yazilim programi ne ise insana yüklenen ruh da aynidir.
Bir bilgisayar için yazilim programi ne ise insan içinde ruh aynidir. Program yüklenmemis bilgisayar çalismadigi gibi ruhu olmayan insan da ölüdür.
Insana yüklenen ruhun içinde evrensel dogrular vardir. Bütün dogrular insanin fitratindandir. Her insan yanlis yaptigini anlar. Zira içindeki ses yaratilisina aykiri hareket etmez.
Hayatimiza kolayliklar sunan bilgisayarlarimiza virüs bulasma ihtimalini gözden kaçirmayan bizler güncellemesini yapariz. Hatta gelecek zararlardan haberdar etmesi için koruma programlari da yükletiriz.
Bilgisayar ile anlatmaya çalistigimiz insanin da güncellenmemesi sonucu virüs kapacak ve insanliginin önünde bir çok engeller olusacaktir. Yasanilan bütün sorunlarda da suçlular arayacak, modern dünyanin modern köleleri durumuna düsülecektir.
O zaman bizler güncellememizi neye göre ve nasil yapmamiz gerekir?
Sadece bilim isigi altinda güncellemeye kalksak, bugün bilim tek ve kesin dogru dedigine yarin yanlis deyip arkasi önlenmez sikintilara sebep olabiliyor.
Balans ayari yapilmayan arabanin saga sola yalpalamasi her birimizin malumudur. Her esen yelden nem kapmamak, yasanilan her acida yikilmamak için bizim ayarimizi kim yapacak?
Ruh; akil, suur, vicdan, iradeden olusur. Yaratilisimiza yüklenmis olan bu programlari kim yükledi ise elbette güncellemeyi de o yapmalidir. Zira akli, vicdani ve iradeyi yani dilemeyi veren de O’dur.
Bir seyi yapan bütün özelliklerini- inceliklerini, güzelliklerini, içini-disini bilendir. Hatta yaratan, yarattigina sinir uçlarinda da yakin oldugunu söylemektedir.
Akil bilgi edinmeye yarayan bir güçtür. Insan bu güç ile algilar ve bu algilari ile hareket eder. Uygulanan bu bilgiler hem akli hem de bedeni korur.
Akil; irade ve vicdanin kaynagidir. Aklin kullanilmamasi sonucunda vicdanlar körlesecek, kulaklar sagirlasacak, kalpler sevmeyecek, bedenler de kimseye güvenmez olacaktir.
Halbuki insan sevmek ve güvenmekle diger yaratilanlardan ayrilmaktadir.
Beden sagligi için Immun sistemi ne kadar önemli ise, akli iyi kullanmak da ruh sagligi için o kadar önemlidir. Günümüz insani, aklini iyi kullanmayip güncellemeyi dogru yapmadigindan dolayi, patlamaya hazir bomba gibi kendisine zarar verecegini düsündügü herkese aci yasatmaktadir.
Suur; görünen, bilinen ve herkesin ortak kabul ettigi dogrulardir.
Görünen ve bilinene karsi hangi güç durabilir?
Bakira altin degerini veren görülmüs müdür?
Kömür elmas zannedilip, elmas fiyatina satilmis midir?
Yapilan her hata bilinmekte, atilan her yanlis adim anlasilmaktadir. Herkes bunu bile bile yapmaktadir. Zanlarla hareket edenler genellikle de aldanmistir.
Yarini belli olmayan ölümün bu kadar yakin olmasi akli olan herkesin ortak bilgisidir. Ölümü çevirmenin de imkani yoktur. Borçlularin borcunu ödemeyecegi, zalimlerin yaptiklarinin yanina kar kalacagi düsüncesi de zanlarin en acisidir.
Vicdan; iyiligi ve kötülügü ayirt eden, iyilikte sevinen, kötülükte üzülen, bilginin kaynagi olan, içinden gelen ses “evet” derse yalanlamayandir.
Ondan dolayi baskasina sormadan kalbine sor denmektedir. Zira kalbin “olur” demedigi insana zararli olandir. Ne ki heva bunu yapmak istiyor, akli buna bir yol bulacaktir.
Iç bene hükmeden, iyiligi ve kötülügü insana ilham edendir. Bunun akabinde kendini gelistireni, güncellemesini devamli yapani umduguna kavusturacagi vaadini de vermistir.
Kimseyi memnun etmekte kendini zorunlu hissetmeyen, kaybedecekleri olmayan, iyi karar verip uygulamasi sonucunda huzurlu olacaktir. Bunu da ancak dogru bilgi ile yapabilecektir. Zira dogru bilgi insani hürlestirir.