GÜLAY YILMAZ

Tarih: 16.11.2021 20:50

IMTIHANIMIZ... ÇOCUKLARIMIZ

Facebook Twitter Linked-in

  

eryüzünde ilk çocuk Habil ile Kabil idi. Ve Habil ile Kabil, HZ.Adem’in duasi ve ayni zamanda en büyük imtihani degil miydi? Çocugunun biri ölmüs digeri ise katil olmustu.
  
Hz.Yusuf deyince hep iffeti ve güzelligi aklimiza gelir, fakat unutmayalim ki O'da bir çocuktu ve Hz.Yakub’un imtihani, sabri ve göz yasiydi.
  
Peygamberimiz (sav)’in hayatini inceledigimizde çocuklarini küçük yasta topraga vererek en büyük imtihana, evlat acisina maruz kaldigini, bundan dolayi hiç isyan etmedigini ve her zaman metanetini korudugunu görürüz.
  
Dünya imtihan dünyasi ve en çok da çocuklarimizla sinaniyoruz. Yüce Rabbimiz(cc): 

“Mallariniz ve çocuklariniz sizin için ancak bir imtihandir, büyük mükafat ise Allah’in katindadir.” 
(Tegabün/15) buyurmustur. 

Son zamanlarda en çok duydugumuz söz: “Ben yapamadim, çocugum yapsin, ben alamadim, çocugum alsin...” 

Ve sonu gelmeyen istekler, doyumsuz isyankar gençler. Hem ailenin fedakarligina hem nimete nankörlük, sükürsüzlük. 

Çocuklarimizin mutlulugu bu kadar maddeye indirgenmemeli oysa ki. Her seyi her istedigini elde etmesinde degil mutlulugun sirri! 

Bilinç altina attigimiz, çocukken elde edemedigimiz ne varsa çocuklara alarak aslinda kendimizi tatmin ediyor, eksik kalan yanimizi tamamlanmis hissediyoruz farkinda olmadan. 

Bu durum ebeveynlere geçici bir haz ve mutluluk verse de çocuklar için yapilabilecek en büyük kötülük. Sonu olmayan tüketim çilginliginin, ellerinden düsmeyen telefon, tablet gibi teknolojik aletlerin ve küfrün, saygisizligin moda olarak lanse edildigi sosyal mecralarin esaretinden kurtarmadigimiz sürece “nerede yanlis yapiyorum da bu çocuk böyle oldu?” demeye devam edecegiz maalesef. 

Çag ve zaman akiyor, bu akima ayak uydurup, çok okuyup-arastirarak kendimizi gelistirmeli ve çocuklarimiza rol-model olmaliyiz. 

Yakup olup yanmadan, Ibrahim olup Ismail’ini Rabb’e teslim etmeden,Yunus olup nefsini hesaba çekmeden, bu çagin kötülüklerinden ve batakligindan körpe zihinleri korumak mümkün degil. 

Zira bazi seyler önceden gizli yapilir ve az da olsa mahcubiyet duyulurdu. Simdi ise alenen mahalle aralarinda bile normallestirilerek yayiliyor sapkinliklar ve küfürler. 

Derdimiz çocuklarimiza neyi alip alamadigimiz degil, nasil koruyabilecegimiz olmalidir.  Sevgili Peygamberimiz (sav) bir Hadis-i Serifte : 

“Hiç bir baba, çocuguna güzel ahlaktan daha kiymetli bir miras birakmamistir.” (Tirmizi,Birr,33 / Ibn Hanbel ,4,77) 

buyurarak bizlere yol göstermis ve çocuklarin manevi dünyasina, ahlâkî gelisimine önem vermemizi tavsiye etmistir. 

Çocugumuzun çaliskan bir ögrenci, iyi bir meslek sahibi olmasini isterken, iyi bir insan ve iyi bir mü’min olmasini atliyoruz ne yazik ki! 

Çocuklarimizin güzel ahlâkli olmasi için öncelikle anne ve baba olarak bizlerin güzel ahlak ve örnek teskil edecek davranislar sergilememiz gerekir. Fiili olarak vazifemizi yapip, tedbirimizi aldiktan sonra dua ve sabir...

Ailelerden en çok duydugumuz ve üzüntülerine bizzat sahit oldugumuz noktalardan biri, “ne yaparsak yapalim düzelmiyor, bizim aile de böyle biri yok kime çekmis bu çocuk?”  

Düzelmiyor dediginiz yerde profesyonel yardim, dua ve sabir ile tevekkülü elden birakmamalisiniz. Zira Yakub’u (as)  Yusuf(as)’a kavusturan, Yunus(as)’u gün isigina çikaran sabir ve duaydi. 

Her daim çocuklarimizin güzel ahlakli, bilinçli bir yasam süren, tertemiz bir nesil olarak devam etmesi için çalismaliyiz. 

Ayrica bir zamanlar kendinizin de çocuk oldugunuzu unutmayip empati yaparsaniz, onlari daha iyi anladiginizi ve daha saglikli iletisim kurdugunuzu göreceksiniz.

Dua ile...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —