EMINE IPEK

Tarih: 15.11.2021 23:22

GERÇEK ASK VARMIDIR?

Facebook Twitter Linked-in

Basit bir soru gibi görünse de herkese göre degisen cevaplar çikacaktir.

Yok diyenler...
Var diyenler...
Bazilari için ask 21 günlüktür diyenler.
Kimileri için ask 90 günlüktür diyenler.
Bana göre ise gerçek ask ölümsüzdür.

Aska saat, gün, ay, yil biçiliyor.
Onlar ask degil hevestir, sadece  anlik, geçici heves...

"Ask yürekten olmali ki, yürekten hissedilmeli ki ask olsun."

Buyurun o zaman gerçek aski, gerçek askin dilinden dinleyelim

Ikinci baharda gelen ask...
Bir gün bir sohbet de bir sey dikkatimi çekti. Insanlar konusurken, sohbet ederken pamuk mu pamuk, tonton bir ninem bir kösede sessizce sadece konusulanlari dinliyor, ara ara tebessüm ediyor. 

Lâkin bu güzel annemizin asil ve kendinden emin bir durusu vardi. Bu benim çok dikkatimi çekti, dedim ki:
-Teyzecigim neden sen hiç konusmuyorsun? ve dedi ki: 
-Bazen susup dinlemek, konusmaktan daha çok sey anlatir, anlayana yavrucugum.

Bu cevap, durusu ile dikkatimi celb eden annemize olan merakimi  daha çok çekmis bu pamuk anneyi içten içe çok sevmistim. Usulca yanina sokulup;
-Teyzecigim biraz konusalim mi? Ben seni çok sevdim. O kadar huzurlu, o kadar mutlusun ki âdeta gözlerinin içi gülüyor. Bunun sebebi nedir? diye sordum. Bu huzuru merak etmistim...

O da beni sevmis olmali ki, ellerimi elinin içine aldi. Gözlerimin içine bakarak kisacik hayatinin özetini anlatti bana.
Buyrun...! 

Benim, çok genç yasta esim vefat etti ve uzunca bir süre yalniz kaldim, yalniz yasadim. Çocuklarimi büyüttüm, okuttum evlendirdim ve sonrasin da söyle kendimi bir dinledim...

Çocuklarim büyüyüp, yuvalarini kurup herkes kendi hayatini yasamaya basladiginda içimde kocaman bir boslugun varligini hissettim. 

Basit, tarifi olan bir bosluk degildi bu, hiç dolmamis bir bosluk. Tarifi  olmayan bir bosluk. Neler yasamisim, nasil yasamisim, ne kadar bos bir hayat yasamisim onu fark ettim. Haa pisman misin derseniz asla pisman degilim. 

Bu bir kaderdir. Bunu yasamam gerekiyormus, yasadim ama bir daha geriye bakmadim. Önüme bakmak istedim. Bundan sonraki hayatimi sadece kendim için yasamak istedim, yasim kaç olursa olsun kendim için nasil mutlu olacaksam onu yasayacagim dedim. Söz vermistim kendime ama inanin ask aklimin ucundan geçmiyordu...

Ve bir gün ara ara parka yürüyüse çiktigimda karsima birisi çikti. Bizim mahallemizden degildi. Tanimadigim birisiydi. Bir an göz göze geldik.
-Merhaba dedi.
Selamlastik ve bu bir tesadüf müydü, tevafuk muydu bilmiyorum. Bunu siz söyleyin... 

O saatten sonra her yürüyüse çiktigimda artik onu görüyordum, sohbet ediyor ve birlikte yürüyorduk.

Ama kalbime bir seyler oluyordu, sanki yüregimi bir sicaklik kapliyordu, yüregime söz geçiremiyordum. Sanki ben engel oldukça o daha büyüyor büyüyordu.

Bu durumu kendime yakistiramiyordum.Yasim 60 olmustu, bana yakismazdi.
Ama bir yandan da öyle bir huzur, öyle bir mutluluk vardi ki içimdeki yasim sanki 25 veya 30 idi.  

Içimdeki mutlulugun, huzurun tarifi yoktu. Bir yanim çocuk, bir yanim yetiskin idi.  O nasil güzel bir duyguydu. Bazen sasiriyor, bazen çok mutlu oluyorum, bazen de utaniyordum. Ben de anlayamiyordum neler oluyordu bana..!

Kendime yakistiramadim, dedim ki kendime "sen sasirdin mi, kaç yasindasin, bu nedir? Bu kalp çarpintisi nedir, neyin nesidir? Ben engel olmak istedikçe o daha büyüdü, büyüdü kocaman oldu yüregimde. 

Sözüm geçmiyordu artik, engel olamiyordum. Kendim bile kendime yakistiramaz iken; çocuklarim, çevrem, bir baskasi bunu duyunca ne diyecekti? O kadar çok,  o kadar çok utaniyordum ki; kendime bile bunu itiraf edemiyordum. 

Sonra bir gün düsündüm, dedim ki. Neden utaniyorum ki, bu yürek Rabbim'e ait. Bu yürege bu aski Rabbim koydu, ben suçlumuyum bu da bir kader, buna kim karisabilir, kim engel olabilirdi ki.  

"Allah  bu aski yüregime koydu ise elbet vardir bir sebebi" dedim. Biraz rahatladim ve sonra
çekinerek çocuklarima anlattim. Sagolsunlar  kabullendiler.

-Senin hayatin anne. Yasin kaç olursa olsun mutlu olmak seni de hakkin anne, dediler.

Bu sözler beni daha mutlu etmis ve cesaretlendirmisti.
Ama çevremde birçok insan kabullenemedi. Bunu birçok insandan duydum bu yastan sonra bu yastan sonra ne askmis be gibi sözleri.

Evet, gerçekten bu yastan sonra ki ask, ask gibi askti. Ben sunu anladim, önceki esimle de severek evlenmistim ilk evliligimde ama o ask degilmis sadece bir birimize duydugumuz bir heves ve saygi imis. Ben gerçek aski simdi tanidim, simdi yasadim. 

Yaklasik 10 yila yaklasacak evliligimiz inanin birbirimizin gözlerine bakarken birbirimizin ne söyleyecegini anliyoruz. 

Ne o bensiz, ne de ben onsuz yapamiyoruz. Ne o benim saçimi oksamadan, gözlerimin içine bakmadan uyuyabilir, nede ben.  Hâlâ ilk gördügüm an gibi kalbim atiyor yüzüne baktigim anda...
Ve onunda gözlerimin içine baktiginda o an gibi kalp atisini duyuyorum...
Ve ben su an hissettigim yastayim..
Yani 40 yasindayim çok ama çok mutluyum. Küçücük yuvamiz da kocaman sevgi, ask dolu yüregimizle kocaman dünyamizda mutluyuz.
Peki bu ask degilse nedir...
......
Iste yürekten ölümüne gerçek ask.
Ve bu dag yüreklerin bir de dilegi vardi. Ölümleri bir birine çok yakin olsun istiyorlardi...

Veee
Vefat ettiler..
Önce kadin.
Bir hafta sonra esi vefat etti.
Bu nasil güzel bir asktir, duadir, kabul olan dilektir.

Diliyorum ki gerçek asklarin yolu bunun gibi gerçek asklara çiksin...
Rabbim tüm yüregi güzel, yürekten seven insanlara böyle ölümsüz asklar nasip etsin. Insallah.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —