MEHMET NURI YARDIM

Tarih: 09.09.2021 19:19

Inat ve Sanat

Facebook Twitter Linked-in

Inat hakta kullanilirsa iyidir, insana azim ve gayret katar. Inadi nerede kullanabiliriz? Söyleyeyim: Kötülüge inat iyilik. Seytana inat rahmet. Yabancilasmaya inat öze dönüs. Bozulmaya inat yerli ve millî bakis. Küfre inat iman. Kaosa inat huzur. Karanliga inat aydinlik. Cehalete inat bilim. Ihanete inat sadakat. Cehalete inat marifet. Zulme inat direnis. Yalana inat hakikat. Vesayete inat demokrasi. Darbeye inat hürriyet. Nifaka inat dayanisma. Gaflete inat uyanis. Tembellige inat çalisma. Cimrilige inat cömertlik. Husumete inat muhabbet. Kine inat af. Öfkeye inat tebessüm. Nefse inat ibadet. Bunalima inat ezan. Emperyalizme inat birlik. Irkçiliga inat kardeslik. Sömürüye inat paylasim. Savasa inat baris. Düsmanliga inat merhamet. Bedduaya inat dua.

Sorulabilir: “Nerden geldik bu ‘inat’ kelimesine?” Söyleyeyim: Itiraf ederim ki, ‘inat’ kavrami üzerinde düsünmeme, son günlerde yaptigi parlak konusma ile gündeme oturan ve medyanin biricik malzemesi olan Cihat Tamer vesile oldu. Bu yazimi ona borçluyum. Aslinda sosyal medya hesabimda kendisine mektup yazmis ve tesekkürümü iletmistim. Ama sanirim görmedi. Salgin dolayisiyla, etraf toz duman oldugu için fark etmemistir. Yoksa mektubuma ‘inadina’ cevap verirdi. Tahminim o da benim gibi gazeteyi bayiden almayi sevenlerdendir. Onun için hesabimdan yazdigim satirlari, burada paylasiyorum. Umulur ki, görür, okur ve düsünür. Gelelim mektuba:

“Bay Cihat Tamer, duydum ki ‘Bu ülkeyi 70 senedir din bagimlisi hükümetler yönetiyor. Ama ona ragmen 70 senedir inadina tiyatro yapiyoruz biz.’ demissin. Bravo! Çok dogru. Olaganüstü, keskin bir durus sergiliyorsun, kutluyorum. Zaten bütün sagci, milliyetçi, muhafazakâr hükümetlerin 1950’den beri tek derdi suydu: ‘Nasil olur da tiyatroculari issiz birakiriz.’ Ama basaramadilar! O hükümetler fabrika açmadi, baraj kurmadi; yol, köprü, havaalani yapmadi. Hep tiyatrolarla ugrastilar. Buna ragmen sizi susturamadilar. Ne büyük bir direnç ve basari! Aslinda bu hükümetleri seçenleri de cezalandirmak gerek degil mi? Hatta oy kullandirtmamak lazim. Çünkü hep yanlis siyasetçileri destekliyorlar sana göre. Aklima söyle bir fikir geldi. Bence seçime, sandiga, demokrasiye gerek yok artik. Herkes sana danissin, ‘Oyumu, kime vereyim?’ diye sorsun. Sen onlara yol yordam göster lütfen, olur mu? Böylece seçim masrafina da gerek kalmaz. Ülke büyük bir gaileden kurtulur. Ben 2023 seçimlerinde sana danismayi düsünüyorum, umarim yardimci olursun. Bay Cihat Tamer! Müthis açiklamalarinin ikinci bölümünde baltayi biraz tasa vurmussun. Önce sunu merak ettim. Hayrola artik öbür taraftan haberler mi almaya basladin? Baksana ahirette neler olup bittigini görüyor, seziyormussun. Masallah! Bana bunun ince sirrini söylersen sevinirim, aramizda kalacak söz! Öbür tarafta kurulacak çilingir sofrasinda kafayi çekenler arasina rahmetli Münir Özkul’u da eklemissin. Çok ayip! Iste bunu sana yakistiramadim. Merhum ‘Mahmut Hoca’ ile evinde son görüsen gazetecilerden biri benim. Ahir ömründe içkiye tövbe etmisti ve tasavvuf yoluna girmisti. Öbür tarafta tövbesini bozdugunu nasil ögrendin? Merakimi çeken husus bu! Öte yandan dün seni yakindan taniyan birisi söyle dedi: ‘Cihat aslinda solcu, sosyalist falan degil. Geçenlerde muhafazakâr bir televizyona, eski Ramazanlari çok özledigini, çocukken oruç tutmayi sevdigini açiklamisti. Galiba sanat çalismalarindaki düsüsünü fark etti. Bu tip sivri açiklamalarda gündeme gelmek istedi.’ Tabii bunu söyleyen kisi, kiskanç ve kötü niyetli biri olmali! Sanatinin nesi var canim? Bu arada bir tavsiyem su: Adin çok ‘dinci’ olmasa da biraz ‘dinî’ bir hava tasiyor. Yerinde olsam onu hemen degistirir söyle ‘çagdas’, ‘lâdinî’ bir isim alirim. Tabii bu benim görüsüm, takdir senin. Yasasin sanat! Inadina tiyatro!”

Mektup büyük ilgi gördü. Dördüncü mizah kitabi Tebessüm Hakkimiz’i yazmis bir emekli muharrir olarak olaya biraz nükteli bakmak istedim. Edebiyat ve tiyatro kardes sanatlar degil mi? Bir edebiyatçidan bir tiyatrocuya söyle neseli ve igneli birkaç satir karaladim. Cereyan eden hadiseye biraz da esprili tarafiyla bakmak gerekiyor. Yoksa hayat çekilmez olur. Saka bir yana, basta tiyatro camiasi olmak üzere toplum, Tamer’den ‘özür’ bekliyor. Bunu yapmak zor degil. Darülbedayi’den gelen güzel bir gelenek var. Oyun biter, sanatçilar sahnede seyirciyi selamlarken, “Sürç-ü lisan ettikse affola!” derler. Tamer’in bu sözü, söyle kullanmasi umulur: “Sürç-ü lisan ettim ey halkim, affola!”

 

Milat Gazetesi, 8 Eylül 2021


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —