Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Çantalar, kırtasiye malzemeleri, okul kıyafetleri… Velilerin ilk telaşı bunlar olur. Ancak çocuklarımızı bekleyen asıl büyük sınav, defter ve kalemden değil; onları çevreleyen görünmez tehlikelerden geliyor.
Bugün aileler sadece "ders başarısı" için değil; sağlık, güvenlik ve ahlak alanında da uyanık olmak zorunda. Çünkü modern çağın çocukları artık sadece sınıfta değil, sokakta, sosyal medyada ve yemek masasında da imtihan ediliyor.
Son yıllarda çocuklarımızın en büyük düşmanı, farkında olmadan "sevgiyle" önlerine koyduğumuz fast-food yiyecekler oldu. Hamburgere, patatese, gazlı içeceklere alışan çocuk; kısa sürede obezite, diş çürüğü, dikkat eksikliği ve enerji dengesizliğiyle karşı karşıya kalıyor.
Türkiye'de her 3 çocuktan 1'i fazla kilolu. Bunun en büyük sebeplerinden biri okul çevresinde satılan sağlıksız yiyecekler. Velilere düşen görev, çocuklarının çantasına ev yapımı sağlıklı atıştırmalık koymak ve okul kantinlerinde denetimi talep etmektir.
Bir diğer büyük tehlike, çocuklarımızın cep telefonu ve tabletlerle büyümesi. Özellikle TikTok, Instagram ve çevrim içi oyunlar, çocukların zamanını çalmakla kalmıyor; aynı zamanda kişiliklerini ve değerlerini de şekillendiriyor.
Psikologlar, ekran süresinin artmasıyla agresif davranışlar, ders başarısında düşüş ve sosyal yalnızlık vakalarının çoğaldığını söylüyor. Aileler, evlerinde mutlaka dijital sınırlamalar koymalı; çocukların çevrim dışı arkadaşlık kurmasını teşvik etmelidir.
Ne yazık ki son yıllarda uyuşturucu tacirleri gözlerini okulların etrafına dikti. Çocukların merakını kullanarak onları tuzağa düşürüyorlar. Bonzai, hap ve farklı sentetik maddeler, "zararsız" gibi sunuluyor.
Bu noktada hem aileler hem de güvenlik güçleri alarma geçmeli. Anne-baba çocuğunun arkadaş çevresini tanımalı, okul yönetimleri polisle işbirliği içinde olmalı. Bir neslin kaybolmaması için uyuşturucuya karşı toplumsal teyakkuz şarttır.
Okul yolunda bekleyen tehlikelerden biri de trafik. Servis araçlarının dikkatsizliği, yaya geçitlerinde hız yapan sürücüler, park edilmiş araçların arasından çıkan çocuklar… Türkiye'de her yıl yüzlerce öğrenci, okula gidip gelirken trafik kazalarına kurban gidiyor.
Velilerin, çocuklarına trafik bilinci kazandırması şart. Belediyelerin daha fazla denetim yapması ve okul önlerinde trafik polislerinin bulunması da hayati önemdedir.
Çocuklarımız, geleceğimizin emaneti. Onları sadece karneleriyle değil; sağlıkları, ahlakları ve güvenlikleri ile düşünmek zorundayız.
Kur'an-ı Kerim'de, "Mü'minler o kimselerdir ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler." (Mü'minûn, 23/8) buyrulur. Çocuklarımız da bize bırakılmış en değerli emanettir. Onlara güvenli bir okul hayatı sağlamak, sadece anne-babaların değil; devletin, belediyelerin ve toplumun da görevidir.
Geleceğimizi bırakacağımız nesle karşı en büyük sorumluluğumuz; onlara temiz bir çevre, güvenli bir okul, sağlıklı bir yaşam bırakmaktır.
Sizce çocuklarımızı bekleyen en büyük tehlike hangisi? Yorumlarda paylaşın.
