İstanbul'un kalabalık semtlerinde alışveriş torbaları hafifledi, yüzlerdeki tebessüm azaldı.
Artan fiyatlar, düşen alım gücü ve kira baskısı vatandaşın omzuna ağır bir yük bindirdi.
Bahçekent'te emekli Ali Rıza Bey (72), her sabah pazarın yolunu tutsa da artık sadece bakarak dönüyor:
"Eskiden torunuma harçlık verirdim, şimdi ekmek hesabı yapıyorum. Peynir alacağım zaman iki kere düşünüyorum."
Bir başka vatandaş Emine Teyze (68) ise durumu şöyle özetliyor:
"Pazarda domatesin yanına yaklaşamıyoruz. Eskiden haftada bir kilo alırdım, şimdi yarım kilo bile lüks oldu."
Market raflarındaki fiyat etiketleri neredeyse her gün değişiyor.
Sokakta konuştuğumuz genç işçi Yusuf (32), "Ev kirası, ulaşım, yemek... Artık hangisine yetişelim? Maaş zammı geliyor ama zamdan önce eriyor," diyerek isyan ediyor.
İstanbul'un dört bir yanında yankılanan bu ses, aslında milyonların ortak feryadı:
"Alım gücü düştü, geçim savaşı büyüyor."