Ankara'da kurulan "Ankara Meclisi Anadolu Birliği", 2017 yılından bu yana 15 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla faaliyet gösteren güçlü bir çatı örgütü olarak dikkat çekiyor. "Üçlü sac ayağı" modeli üzerine kurulan birlik, Anadolu'nun kalkınması için sahaya indi ve köyden kente akan hayatın tersine çevrilmesi için yeni bir yol haritası açıkladı.
Birlik, 15. büyük toplantısını ABB Necip Fazıl Salonu'nda yoğun katılımla gerçekleştirdi. Toplantıya; Gazeteci-Yazar Mehmet Akyol, TBMM eski Başkanvekili ve Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, Türk İdareciler Derneği eski Genel Başkanı Vali Abdulkadir Sarı ile birlikte eski bakanlar, akademisyenler ve STK temsilcileri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Ankara Meclisi Başkanı Mehmet Akyol, "Uzun yıllar Türkiye'yi yöneten İstanbul merkezli bakış açısı artık geçerliliğini yitirdi. Anadolu kalkınmadan Türkiye ayağa kalkmaz" diyerek güçlü bir mesaj verdi. Akyol, özellikle savunma sanayisindeki başarılara dikkat çekerken, tarımsal üretimde ciddi kırılmalar yaşandığını belirtti:
"Köylerin mahalle statüsüne alınmasıyla meralar, su kaynakları ve doğal üretim alanları devlet eliyle köylünün elinden çıktı. Üretici güç kaybetti."
Akyol, yeniden üretime dönük bir kırsal dönüşüm projesi başlattıklarını ve Anadolu programının adım adım sahaya yayıldığını açıkladı.
Toplantının en çarpıcı çıkışı ise Ankara Meclisi Tarım Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Akmazdan geldi. Türkiye'de 46 tarımsal havza bulunduğunu hatırlatan Akmaz, her havzanın iklimine uygun üretim modeliyle ithalatın tamamen bitirilebileceğini söyledi:
"Bu ülkenin 1 gram endemik ürünü dahi ithal etmesi günahtır. 46 havzaya göre planlanmış üretim, Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarır."
Yalnızca geçen yıl ayçiçeği ve yağ üretimine 1.6 milyar dolar, buğday ithalatına ise 9 milyon tonluk alım yapıldığına dikkat çeken Akmaz, "Doğrudan tarım destekleri yeniden tanımlanmazsa köyden kente göç bitmez, üretim de ayağa kalkmaz" dedi.
Toplantıda söz alan eski milletvekili Bülent Kuşoğlu da şehirleşme baskısı ve apartman hayatının yeni bir sosyal kırılma oluşturduğunu ifade ederek "Yeni gelenekler, yeni üretim kültürü ve ortak akıl inşa edilmek zorunda" dedi.